“İlk projemizde genç bir ekip olarak şanslıydık”

27 Temmuz 2012

Mesleki yaşamınıza Utarit İzgi'nin ofisinde başlıyorsunuz. Kendi ofisinizi kurma sürecinizden bahsedebilir misiniz?

Esin Tercan: Öğrencilik dönemimizde, okuldan geriye kalan zamanlarda, hafta sonu ve yaz tatillerimizde Utarit İzgi'nin ofisinde çalışıyorduk. Onun sayesinde ince yapı konusunda iyi yetiştiğimizi söyleyebilirim.

İlk ofisimizi, 1990 yılında Kadıköy İş Merkezi'nde kurduk. Yeni mezun olmuştuk ve çalışmalarımıza yarışma projeleri ile başladık. Daha sonra Ahmet yüksek lisans eğitimi için New York'a gitti. Ben de mimarlık çalışmalarımı tek başıma devam ettirdim.

Ahmet'in dönüşünden sonra 1994 yılında Bağdat Caddesi Feneryolu'ndaki ikinci ofisimize taşındık. Konut ve ofis ağırlıklı projeler yapıyorduk. Bazı uygulama ve iç mekan projelerimiz de oldu. Gaziantep'teki YASEM yarışmasına katılıp 3. ödül aldık.

Ahmet Tercan: Amerika'ya yüksek lisans için gitmiştim ama doktoraya geçtim. Derslerimi tamamladıktan sonra da Türkiye'ye döndüm.

O zaman MSÜ'deki akademik kariyerinize başlamış mıydınız?

Evet, okuldan izin alıp gitmiştim yurtdışına. Pratt Institute'teki doktora eğitimim sırasında, öğrenci-asistan olarak okulda 18 saat çalışma iznimiz vardı. Sonra askerliğimi yapmak üzere Türkiye'ye geldim ve burada kaldım.

Esin Hanım, Ahmet Bey yurtdışındayken ofisi tek başınıza yürüttüğünüzü söylediniz. Nasıl geçti bu süreç, ne tür projelerle ilgilendiniz?

O dönem aldığımız ilk projede genç bir ekip olarak çok şanslıydık. Tuzla'da büyük bir konut yerleşme projesiydi. Projenin uygulamalarını tamamladım. Ayrıca, başladığımız bazı iç mekan uygulama çalışmalarını takip ediyordum.

Ofiste size yardım eden birileri var mıydı?

Esin Tercan: Genelde bir ya da iki kişi oluyordu. Hüseyin Kargın, Erdinç Gökmen, Emine Azak o dönem bizimle çalışan isimlerdi. Feneryolu'na geçtiğimiz zaman biraz daha büyüdük, yaklaşık 5-6 kişi kadar. Ortaköy'e taşındığımızda ise, mekanın da verdiği olanakla daha kalabalık bir ekip oluşturabildik.

Kadronun sürekliliğini sağlamak önemli bir sorun mimarlık ofisleri için... Belli bir deneyime, belli bir müşteri portfolyosuna sahip olduktan sonra istihdamın sürekliliğini sağlamak da daha kolay oluyor herhalde.

Ahmet Tercan: 1995 krizinde Feneryolu'na yeni geçmiştik. Önemli bir krizdi, başlayacağımız birçok proje iptal oldu, çok sayıda ofis küçüldü ya da kapandı.

Tam da Amerika'dan dönüşünüze denk gelmiş olması üzücü…

Evet, birtakım projelerle dönmüştüm ve ilk başta kötü bir zamanlama diye düşündüm ama sonra bunu bir şekilde atlattık. Birçok farklı grupla tanıştık. Mesela 2ER grubuyla ortak projeler hazırladık. O sırada büyüyen birkaç endüstri grubuna projeler yaptık. Hiç düşünmediğimiz bir alan olan ulaştırma ve taşıma projelerine girdik. Konteynır terminalleri yaptık. Bu bizim için yepyeni bir alandı. Tabi tüm bunlar kriz döneminde iş bulmamıza, çalışanlara kaynak sağlamamıza yaradı. Bize de tecrübe kazandırdı.


Kadıköy'den Ortaköy'e, Üç Duraklı Bir Başarı Hikayesi
Kamusallık, Ekoloji, Sanal Medya Çerçevesinde Konjonktürel Bir Okuma
Hedef: Daha Bol Vakit, Az ve Öz Proje
Tasarım Ekibi ile...
Uygulama Ekibi ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :