"Mimarlık yaparken aslında sadece bir taraftayız"

15 Temmuz 2014

BİGG olarak ilk etapta Mecidiyeköy, Kağıthane ve İstinye için birer proje geliştiriyorsunuz. Biraz bunlardan bahsedebilir miyiz?

Bunlardan ilki son anda birtakım bürokratik nedenlerle yapılamadı. Diğer ikisiyle yola devam ettik. İstinye'dekine bir de Gayrettepe projemizi ekledik. Qent Stüdyo ve QStüdyo adlı bu iki proje tamamlandı. Şimdi de BİGG Yapı tarafında kentsel dönüşüm projeleriyle ilgileniyoruz. Bunlara gerekli mimari anlamı da katarak, -ortaklarla ya da yalnız- birtakım geliştirme ve inşaat projeleri yapmaya çalışıyoruz. Her iki yakada da bu şekilde gelişen projelerimiz var.



Qent İstinye


Qstudio Esentepe



Diğer yatırımcılardan farkımız, mimar olmamız


Bu projeleri gerçekleştirirken nasıl bir görev üstleniyorsunuz? Her iki yapıda da rol aldığınızı düşünüyorum. Bu projeler önceki mimarlık deneyimlerinizden nasıl ayrışıyor?

Mimarlık yaparken aslında sadece bir taraftayız. Tabi ki işin bütçesi vs.'si var ama bürokrasiyle,  müşteri ve arsa sahibi kısmıyla çok uğraşmıyoruz. Mimarlık yaparken aslında 360 derecelik çemberin belki 180 derecesini görüyor ve öyle bakıyorsunuz. Yatırımcı da olduğunuz zamansa iş değişiyor. Tabi burada diğer yatırımcılardan farkımız, mimar olmamız. Projeyi hem mimarın hem de yatırımcının baktığı gözle, çok daha geniş bir açıyla görebiliyoruz.



Bir kere proje geliştirme işine, arsa sahibiyle bitmek tükenmek bilmeyen görüşmeler, pazarlıklar, ikna turlarıyla başlıyorsunuz. Tasarımcı olarak daha evvelden hiç muhatap olmadığımız,  görmediğimiz bir ilişki biçimi diyelim. İşin finansman yönü geliyor. Finansmanın tedarik edilmesi gerekiyor. Öz sermaye (öz kaynak) mı, yoksa kredi mi kullanacaksınız?  Birtakım yatırımcılarla birlikte mi bu işe soyunacaksınız? Öncelikle bu modeli geliştiriyorsunuz. İşin en temelinden başlayıp en sonuna kadar, orada oturacak kişiye anahtarı teslim edip iskanı alıncaya kadar işin içindesiniz. Dolayısıyla çok daha yorucu, çok daha geniş açıda bakmanız gereken bir süreç. Ve emin olun son 3 yılda çok şey öğrendik. Artık yatırımcı-mimar olarak müşteri karşımıza geldiğinde daha kolay anlaşıyoruz. Sorunlarını daha iyi görüyorum, daha iyi anlıyorum. Ufak çapta da olsa, büyük çapta da olsa aynı şeyleri ben de yaşamışım.



Dolapdere'de ofis


Yıldız Blokları, Etiler


Peki önceden de bu tür yatırım işlerine merakınız var mıydı?

Vardı, zaten müteahhitlik ve taahhüt işleri baba mesleği. Ufak yaşımdan beri inşaatın içindeydim, dolayısıyla kafamın bir ucunda hep vardı. Bir anda verdiğim bir karar değil de, belli birikimlerin sonucunda "artık zamanı gelmiştir" deyip kurduğum bir iş kolu, bir modeldi bu.


Gürhan Bakırküre ile Mimar-Yatırımcı Gözünden Mesleğe Bakış
BİGG'in Tasarımcıları
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :