"Mimari karakteriniz oturduktan sonra ortaklık sınırlayıcı olabiliyor"

09 Mart 2012

İlk ofis deneyiminiz 1992 yılında Artı Tasarım ile başlıyor. Bütüner Mimarlık'ın miladı ise 2008 yılı. Kendi ofisinizi kurma süreci nasıl gelişti?

Hilmi (Güner) ile 1990'larda başlayan bir işbirliğimiz oldu. Artı Tasarım'da 1996'ya kadar üçüncü ortağımız Ali Osman Öztürk idi. Mimarlıkta ortak çalışmak, birtakım sorumlulukları paylaşmak çok keyifli bir durum ama kendi mimarlık karakteriniz oturduktan sonra ortak çalışma sizi biraz sınırlayabiliyor. Tabii bu, mimarlığı sanat gibi çok kişisel bir iş olarak gördüğüm anlamına da gelmiyor. Ortağınızla ticari anlamda çok iyi anlaşabilirsiniz ama mimarlık yaparken bazı noktalarda herkesin farklı rolleri olabilir. Roller değişmeye başladığı zaman da çatışmalar yaşayabilirsiniz. Çatışma derken; proje, tasarım ve iş elde etmeyle ilgili anlaşmazlıklar doğabilir. Bunu çözmenin yolu da kendi çizginizi kendiniz belirlemeniz.

Mimarlık kişisel bir iş değil, ben de kolaboratif çalışmaya inanan biriyim. Ama az önce de bahsettiğim gibi bazı kararların alınmasında ortaklık bana göre sıkıntı doğurmaya başladığı için ayrılma kararı aldık. Bütüner Mimarlık da öyle başladı.


"İstanbul'daki meslektaşlarımıza göre tutucuyuz"

İnternet sitenizde, heyecanlı ve dinamik bir ekibiniz olduğundan bahsediyorsunuz. Birisi ofisinize iş başvurusunda bulunduğu zaman öncelikle bu özellikleri mi dikkate alıyorsunuz? Heyecan sizin için tam olarak nedir?

Kendimizi bazen İstanbullu meslektaşlarımızla kıyaslıyoruz. Onlara göre bir parça daha tutucuyuz gibi geliyor bana. Yerelliği, geleneksel olmayı çok önemsiyoruz. Bazen yenilikçi olmadığımızla ilgili eleştiriler bile alabiliyoruz. Ama bu konuda yanlış bir şey yaptığımızı da düşünmüyoruz. Belli seviyelerde esnenebilir ama bağımsız olarak oluşturduğumuz ve şekilci yaklaşımlar içermeyen tarzımızın zamandan bağımsız olarak her zaman geçerli olacağını düşünüyoruz. Tabii zaman içerisinde yine kendimizce oluşturduğumuz, inandığımız, tekrar etmeyi sevdiğimiz kavramlar, çizgiler bir noktada fazlasıyla tekrara dönüşünce nispeten sıkıcı ve heyecansız olmaya başlıyor. Dolayısıyla, ekipteki elemanların heyecanının ciddi bir önemi var bizim açımızdan. Arada önemli tavizler vermeden bu çizgiden sapmak çok keyifli olabiliyor. Problemlerin kendi dinamik yapılarına, proje yürütücülerinin farklı katkılarıyla belirli bir zenginlik katabiliyorsunuz.




Mimari Karakter ve Ekoloji Yaklaşımı
Hasankeyf'i Yaşama Döndürecek Yerleşim Alanı Projesi
Diğer Projeler, Öncelikler, Gelecek Planları
Bütüner Mimarlık Sakinleri
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :