"Mimar refleksimizi geriye alıp, konuyu anlamaya çabalıyoruz"

Arzu Erdem, mimarlık pratiğinizi değerlendirdiği bir yazısında sizin uzlaşmacı, uzlaştırıcı yönünüzden bahsediyor. Kendi pratiğinizin mimari felsefesi, duruşu hakkında siz neler söyleyebilirsiniz?

Orada yaptığı tanımı çok önemsiyorum. Birkaç farklı iş yapma şeklini tanımladıktan sonra, bizim, ne bir form arayışının peşinde giden, ne de tasarım konusunda taviz verip pragmatik bir şekilde  çok üreten bir ofis olduğumuza değiniyor. kpm'yi,  gündelik konularla uğraşan, uğraştığı konularıysa tasarımcı mimar egosunun tuzaklarına kapılmadan mimari bir problem haline getirmeye çalışan bir ofis olarak tarif ediyor. En azından ben öyle anladım ya da öyle algılamak istedim.

Mimari duruşunuz zaman içerisinde belirginleşiyor  ve dışarıdan birinin bunu tarif ediyor olması çok daha sağlıklı. Yoksa çıkıp, "bizim felsefemiz konuyu şöyle ele almak" demek özellikle de genç bir ofisseniz gerçekçi olmuyor. Yirmi yıllık bir ofis geriye baktığı zaman kendisini tarif ederken çok daha rahat davranabilir. kpm olarak mimar reflekslerimizi biraz geri alıp o konuyu anlamaya yönelik çaba sarf etmeyi önemsiyoruz. Onun ötesinde bu konuda daha fazla konuşabilmek için herhalde zamana ihtiyacımız var.