Şu anda bildiğim kadarıyla Ataşehir'deki ofis projenizin uygulaması devam ediyor. Diğer güncel projelerinizle ilgili bilgi alabilir miyiz?
MEB'in eğitim kampüsleri yarışmasının ikinci grup çağrılı yarışmacıları arasında biz de vardık ve Midyat ayağını kazandık. Şu anda o proje üzerinde bazı revizyonlar yapıyoruz. En sıcak projelerimizden birisi o, büyük ölçekli ve heyecanlı bir iş...
Peki uygulanabilecek mi?
Bunu zaman gösterecek. Aksi yönde bir gelişme olmadığı sürece biz olumlu tavrımızı korumaya çalışıyoruz. Daha kısa süreli işlerimiz de oluyor. Bugünlerde Bakü'de kızağa çekilmiş bir katamaranı gece kulübüne dönüştürmek üzere fantastik bir iş yapıyoruz.
Ulaşım aracı olma fonksiyonunu devam ettirecek mi yoksa sabit bir yerde mi duracak?
Futbol sahası büyüklüğünde bir gemi, bunları konuşmak için daha çok erken...
Projelerinizi incelerken web sitenizin, uzun bir sürecin ardından, Haziran ayında yayına açıldığını gördüm. Dijital ortamla olan bu mesafelenmenin nedenini öğrenebilir miyiz?
Bana kalsa hiç açmayabilirdim. Sevmiyorum web sitelerini. Web sitesiyle uğraşmayı da pek sevmiyorum. Ama bu benimle ilgili bir problem, firmanın da benim yüzümden böyle bir problemi olması doğru değil. Bu siteden önce bir tasarım daha yapmıştık. Yeni sitedeki giriş yazısında bahsedilen site de o bitmemiş sitedir. Onun inşa aşamasında neredeyse vazgeçme noktasına gelip bir süre daha bu konuyu soğumaya bıraktık. Sonunda artık şu web sitesini açalım diyerek ilk fikrimize paralel yeni bir web sitesi yaptık. Fena da olmadı. Zaman içerisinde tepkilere göre şekillendireceğiz.
Sosyal medyaya da mesafelisiniz anladığım kadarıyla...
Twitter'ım yok, sevmiyorum da. İnsanlar kendilerini sözlü olarak ifade ederken ifade biçimlerini karakter sayısına indirgediğiniz zaman ciddi bir kayıp yaşadığınızı düşünüyorum. 140 karakter bir tür üçkâğıt, sürekli manşet. Facebook'un görece iyi tarafı, o üç kağıdı fotoğraftan şak diye anlamanız. Bir de Facebook'ta Twitter'daki kadar sürekli pozisyon alma, taraf olma mücadelesi yok.