"Mimar olmanın güzel bir sonuç olduğunu fark ettim"

01 Şubat 2013

Meslek olarak neden mimarlığı seçtiğinizle başlayalım dilerseniz.



Tamamen tesadüf eseri mimar oldum. Öğrencilik yıllarımda mimarlığı hiç bilmiyordum. Ailemin isteği doğrultusunda tıbbı seçme eğilimindeydim ve doktor olacağım diye yola çıkmıştım. Tercih formunu doldururken, ressam olan halamın ısrarları üzerine tercihlerden birisini mimarlık olarak değiştirdim. Sonuçlar açıklandığında mimarlığı kazandığımı öğrendim. Sonra üniversite serüveni başladı. İlk başta bu bölümü pek sevemediğimi, ısınamayacağımı düşünüyordum. Hala aklımda doktor olmak vardı. Ama mimarlık fakültesinde okumaya başlayınca, hem tasarım yapma eyleminin içinde olmanın, hem de bir şeyleri inşa edebilme güdüsünün verdiği hazzı tattıkça mimar olmanın benim için çok güzel bir sonuç olduğunun farkına vardım. Fakülteyi 2000 yılında dönem birincisi olarak bitirdim. Mimarlığı seven ve idealleri olan biri olarak mezun olmuştum ama işe nereden başlayacağımı pek bilmiyordum.

Kayseri, mimarlık eğitimi açısından nasıl bir ortam sundu size?

Kayseri, modern mimarlık ürünlerine pek sık rastlanmayan, bir Anadolu kenti. Ancak belli yarışma projelerinin inşa edildiği bir dönem var. Merih Karaaslan'ın, Abdullah Çağıl'ın yarışma birincilikleriyle yaptıkları Kayseri Vilayet Binası, Tedaş Sitesi gibi binaları görme şansımız oldu.

Mimar Sinan'ın doğduğu şehir olarak da simgesel bir anlamı var Kayseri'nin…

Biz onun farkında değildik çünkü Kurşunlu Cami dışında Sinan ürünü yoktu. Selçuklu  eserleri vardı ama bunlar da diğer kentlerde rastladığımız sıradan, alışılmış yapılardı. Nasıl ki Osmanlı eserleri İstanbul'a çok büyük bir keyif, kalite ve derinlik katıyor, Selçuklu binaları da Anadolu kentlerine Kayseri'ye, Konya'ya renk katıyor. Ama bunların modern ve çağdaş mimarlığa çok büyük katkıları olamıyor. Yarışmayla elde edilen eserler mimarlık öğrencileri için daha ilham vericiydi. Tabi Ankara'ya yakın oluşumuz bizim için büyük avantajdı. Buradan derse gelen öğretim görevlileri ve deneyimli mimarlar vardı.


"Çağıl ve Karaaslan'la çalışmak benim için büyük bir çığır oldu"

Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'ne başladığınızda bölümün açıldığı kaç yıl olmuştu?

Başladığımda 4-5 yıllıktı. Ankara'dan destek alıyordu ve o destekle de Abdullah Çağıl'la, Merih Karaaslan'la tanışma fırsatımız oldu. Hatta üçüncü sınıfın yazında stajımı, Ankara'da onların ofisinde yaptım. Bu benim için çok büyük bir çığır oldu. Genelde kamu projeleriyle ilgileniyorlardı. Sonra ben de yavaş yavaş kamusal ve sosyal projelerle kendi çizgimi oluşturmaya başladım. Hangi alanda, nasıl mimarlık yapmam gerektiği kafamda oluşmaya başladı. Karaaslan ve Çağıl idollerim oldular. Tabi mezun olduktan sonra bir anda bütün bu istemlerinizi yerine getiremiyorsunuz çünkü çok toysunuz. Mezun olduğumda 21 yaşındaydım. Büro açmak için erken bir yaştı. Onların 30 yıllık mimarlık serüvenlerinin önünde bana böyle bir şans tanınması neredeyse imkansızdı. Ama bir yerden de başlamak gerekiyordu.


"Anadolu'daki sıcak temas sayesinde ismimiz kulaktan kulağa yayıldı"

Ve Kayseri'yi seçtiniz…

Kayseri'de şartlar Ankara'dakine göre daha zordu ama bir çıkış noktası yakaladım. Küçük ölçekli tasarımlarla, dekorasyon işleriyle başladım. Anadolu'daki o sıcak temas sayesinde yaptığım işler kulaktan kulağa yayıldı. Bu da bir sıçrama oluşturdu. 1-2 yıl içerisinde artık kentte az çok bilinen bir mimardım. 2002 yılında, 23 yaşındayken ilk bürom Ofiss Mimarca'yı kurdum. Sonrasında Kayseri'de küçük ölçekli mimarlık ürünleri vermeye başladık. Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan davetli yarışmada, 7500 kişilik Kadir Has Kongre Merkezi için bizim projemiz seçildi. Sonra bu davetli yarışmalar başlıca iş elde etme yöntemimiz oldu.


 Kadir Has Kültür ve Kongre Merkezi, foto: Murat Germen

Kayseri Stadyumu projesi kariyerinizde önemli bir dönüm noktası oluyor.

O dönem neredeyse yeni spor yapısı yok gibiydi. Kayseri Stadyumu, Türkiye'deki ilk arenalardan. Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin yapmış olduğu bu atak, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın aldığı yeni kararlara taban oluşturdu, ilham verdi. Türkiye'deki stadyumlar 40-50 yıl önceki süreçte yapılmış bir yapılar silsilesi. Hiçbiri yenilenmemiş, yenileri ilave edilmemiş. Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu  Stadyumu'ndaki iyileştirmenin dışında yeni bir stadyum programı oluşturulmamış. Kayseri Stadyum projesini, Kayseri Şehir Terminali'nin ardından gerçekleştirdik. Projelerden birinin inşaatı bitip diğerininki başladığı noktada, Konya Stadyumu'na çağrılı ön yarışmayla davet edildik. Sonra bu projeyi çizmeye başladık.


 Kayseri Şehir Terminali, foto: Murat Germen


Bir Kurumsallaşma Hikayesi: Ofiss Mimarca'dan BKA'ya
Anadolu'daki Mega Yapılardan, Guiness Adayı Akvaryuma
Heyecan ve İllham Veren Projelerle Yola Devam...
BKA Bebek Ofisi
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :