Dilara Has Gökdoğan
11 Haziran 2015
Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Bölümü 2006 mezunuyum. İTÜ Mimari Tasarım'daki yüksek lisansımı ise 2009 yılında tamamladım.
Oğuz Bayazıt Mimarlık'a 2010 yılında başladım. Ofisten bir arkadaşım aracılığıyla haber olmuştum. İki seneden uzun bir süre burada çalıştıktan sonra ayrılıp, 2014 başında geri döndüm. Şu anda tasarım ekibinde çalışıyorum. Buranın bir tasarımcı için hem iyi hem de zor tarafları var. Oğuz Bey son derece yapıcı bir insan. Karar alma ve tasarım geliştirme süreçlerinde açık fikirli ve gerekmediği sürece müdahalede bulunmuyor. Tasarımcı olarak özgür ve kendinizi geliştirebileceğiniz bir çalışma alanı. Aynı zamanda uygulama da yaptığımız için çizdiğimiz projenin detayına kadar görme şansımız oluyor. O açıdan benim için bayağı öğretici oldu diyebilirim.
Çalıştığınız insana bir patron tedirginliğiyle yaklaşmamanız, ofis ortamına da huzur getiriyor. Söylemek istedikleriniz ya da katkı sağlayabileceğiniz konularda sizi her zaman cesaretlendiriyor. Bence bu çok önemli bir şey. Katılımcı bir çalışma ortamımız var. Şu an projelerin ve ofisin büyüklüğü nedeniyle bir tasarım koordinatörlüğü görevimiz var ama aslında süreç bütün arkadaşların birebir katkısının olduğu bir şekilde işliyor. Dolayısıyla burası kimsenin yönlendirici konumda olduğu ya da "bu böyle olacak" dediği bir ofis değil. Oğuz Bey de bu katılımcı olma halinin öncüsü konumunda.
Mimarlık, Yapı Fiziği ve Ötesi...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın