Kreatif Mimarlık'ın ortaya koymak istediği ürünlerin ölçeği, coğrafyası ve belki işlevi açısından hedefleri ve hayalleri nelerdir?
Örneğin Selim'in bir zamanlar böyle hayalleri vardı: Hapishane ve havalimanı tasarlamak isterdi. Benim ise hiç böyle bir hayalim olmadı. Ben coğrafya, işveren ve tasarımcının ortak hareketinde yakalanmış ve iyi sinerjideki her binayı tasarlayabilirim! Bu bir ev olabilir, bir fabrika olabilir; ofis binası ya da konut kompleksi olabilir.
İşveren konusu konuşmamızda sık sık gündeme geldi, dolayısıyla merak ediyorum: Türkiye'de bir mimar için iyi işveren bulmak kolay mı?
Esasen iyi ve kötü diye bir şey yok; bana göre iyisi ve kötüsü olabilir, tamamen subjektif… Ama iyi anlaşabildiğimiz işveren bulmak konusunda şanslı olduğumuzu söyleyebilirim. Bu şansı da önemsiyorum çünkü bu sayede kendinizi kontrollü hissediyorsunuz. Bizim referanslarımıza baktığınızda, bir işverenimizle 12 ayrı iş yaptığımızı görebilirsiniz. Böylesi iyi bir iletişim kurabiliyoruz, çünkü o ilişkiyi seviyoruz! "Bu işveren benim paramı verir, olduğu yerde dursun" diyerek değil, işvereni de oyunun bir parçası haline getirerek yol almayı istiyoruz. Ki mimarlık bir takım oyunu –biz buna inanıyoruz. Mühendisler, mimarlar orada yapsınlar denemez; sadece görüş bildirsin de denemez! İşveren katılmalı; bizimle birlikte bu oyunu oynamalı… Böylece onların da kendilerini daha iyi hissettiklerini ve projelerini daha çok sahiplendiklerini düşünüyorum.