Tarlabaşı'nın başını çektiği İstanbul kentsel yenilemeleri ‘trend'inin takipçilerinden biri Fatih ilçesi. İlçede Bizans manastırı iken 1453 yılında camiye dönüştürülen Zeyrek Camii, Tekfur Sarayı, Anemas Zindanları ve Zeyrek Sarnıcı ile Zeyrek Evleri gibi önemli tarihsel yapılar bulunuyor. Projelerin genel amacı yalnızca yüksek driski taşıyan binaların onarılması veya yıkılıp depreme dayanıklı olarak tekrar inşa edilmesi değil. Haliç ve Marmara kıyılarının daha iyi kullanılabilir hale getirilmesi ve özellikle Balat ve çevresinin yapılacak yapılarla Haliç turizm ve alışveriş merkezi haline getirilmesi ‘yenileme'nin ana fikrini oluşturuyor.
Bir ‘örnek' teşkil eden Beyoğlu Belediyesi'nden sonra Eminönü kadar turist çeken ve 24 saat yaşayan bir bölge yaratma gayesindeki Fatih Belediyesi de, ‘Yıpranan Tairihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması' kanunu üzerinden kendi bölgesinde beş ayrı proje için hazırlık yapıyor. Bu projeler Fener-Balat, Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri, diğer adıyla Sulukule, Kürkçübaşı Mahallesi, Ayvansaray Türk Mahallesi ve Fener Ayvansaray sahil kesimini kapsıyor. Bu projelerden en çok tartışmaya yol açan ise şüphesiz, çok özel nitelikte bir toplumsal ve kültürel oluşuma sahip Sulukule ; zaten söz konusu yenileme de özellikle bu bölgeyi ele alıyor.
‘Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri Kentsel Yenileme Projesi' dahilinde TOKİ tarafından inşa edilecek 620 adet konut bulunurken, Yenileme Kurulu'ndan geçen ve önümüzdeki Şubat ayında başlanması düşünülen yapılaşma, tarihi Bizans surlarına ‘uygun', ‘geleneksel Türk mimarsinde' ve ‘çağdaş' yapılar içeriyor. Bölgedeki tescilli yapıları ise restorasyon ve yeniden işlevlendirme bekliyor.
Sulukule'ye dair itiraz sesleri ise kamuoyundan yükselmeye devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş , Sulukule'de kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili olarak, "Düzenli, nezih, turizm alanı olarak gelişmesi sağlanmaya çalışılıyor. Vatandaşları da bir sosyal devlet anlayışıyla mağdur etmeme prensibiyle bir adım atılıyor" diyor. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir 'in ise bölgenin yeniden oturulabilecek nezih ortama dönüştürülmesiyle birlikte yapılacak evlerden oradaki mülkiyet sahiplerine de verileceğini söylemesi bu tartışmaları durdurmuyor. Çünkü herkesin aklında aynı soru var: Bu soylulaştırma değildir de nedir? Bir toprak parçası, orada yüzyıllardan beri yaşamış bir topluluk olamadan anlam kazanabilir mi?
Konuyla ilgili verlen tepkiler ise Türkiye ile sınırlı kalmadı. Avrupa Roman Hakları Merkezi ERRC ile bazı sivil toplum örgütleri, Romanların ağırlıklı yaşadığı Sulukule ve Küçükbakkalköy başta olmak üzere Türkiye'de belediyelerin uyguladığı kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili Başbakan Tayyip Erdoğan'a şikayet mektubu yazdılar. Mektupta, Romanlar'ın evlerinden zorla tahliye edildiği, projenin sonucunda yaklaşık bin kişinin evsiz kalacağını ve bu uygulamanın Türkiye'nin de taraf olduğu Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu vurgulandı.
Fatih ilçesinde gerçekleştirilmesi planlanan diğer projelerden daha önce Bakanlar Kurulu'ndan geçirilmiş olan ‘Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi' ise, Tarlabaşı birinci etap uygulamasının toplamda 13 katından büyük bir alanı kapsıyor. 18 Nisan 2007'de gerçekleştirilen ihale ile yine Çalık Holding'in uygulama hakkı kazandığı projenin 30 ay içinde bitirilmesi hedeflendi. İhale kapsamında üzerinde bina bulunan ve bulunmayan tüm arsaların, tarihi dokuya uygun binalar inşa edilerek yenilenmesi öngörülüyor.
Bir zamanlar İstanbul'da yaşayan Museviler'in en önemli iskan merkezlerinden olan ve çok sayıda Yahudi, Rum ve Türk-İslam eseri barındıran Fener-Balat'ın canlandırılmasına yönelik proje, elbette Sulukule için düşünülenlerden çok daha rasyonel fikirler barındırıyor. Yaklaşık 500 adet birinci ve ikinci dereceden tarihi eser barındıran bölge, restorasyon çalışmalarının ardından bir kültür ve eğlence merkezi haline getirilmek isteniyor. Otel ve alışveriş merkezlerine de yer verilecek projede gayrimenkul sahipliği tıpkı Beyoğlu'nda olduğu gibi korunacak. Projede 16 bin metrekare anıt eser, 18 bin metrekare yeni yapı, 32 bin metrekare sivil mimarlık örneği eseri bulunuyor.
Fatih Belediye Başkanlığı'nın Fener ile Ayvansaray arası ve sahil kesimi yenileme alanları için oluşturduğu projeler ise önümüzdeki aylarda ihaleye çıkacak. Eğrikapı'dan Haliç'e doğru ilerlendiğinde karşınıza çıkan tarihi Anemas Zindanı'na komşu olan ve 200 yıllık bir geçmişi olan iki katlı 16 villayı içeren projenin mimarlığını Utopia Mimarlık yapacak. Kentsel yenileme projesi mevcutların güçlendirilmesi ve yeni yapıların da bölgenin dokusuna uygun olarak yapılması prensibine dayanıyor. Ayvansaray projesi çerçevesinde de 16 dönümlük alana yayılan ve toplam 4 yapı adasındaki mevcut konutlar yenilenirken, 32 yeni konut daha yapılması öngörülüyor. Toplam 48 villalık proje de ayrıca Haliç manzaralı, zemin üstü 2 katlı bir butik otel de yapılacak. 28 odalı olarak planlanan butik otel, mevcut dokuya uygun olarak imar edilecek ve pansiyon tarzı işletilmeye müsait olacak. Projenin inşaat maliyetinin 16 milyon dolar olacağı tahmin ediliyor.
Utopia Mimarlık kurucularından Serhan Sarıpınar , proje ile Ayvansaray'ın uluslararası kültür odaklarından biri haline getirmek istediklerini söylüyor. Ahşap kaplama ve çelik strüktürlü olarak yapılacağını belirten Sarıpınar "Villalar ayrı ayrı tasarlanacak ama hepsi mevcut dokuya uygun o dili konuşan binalar olacak" ifadesini kullanıyor. 2005'te hazırlamaya başladıkları proje için belediyenin konutların şu anki sahipleriyle uzlaştığı ve orada yaşayanlara 3-4 alternatif sunulduğu belirtiliyor. Projenin Sulukule'den farklı olduğunu anlatan Sarıpınar, yerel halka bulundukları yerde kalıp yaşama imkânı sunduklarını açıkladı. Programa göre proje 3 ay içinde Anıtlar Kurulu'nda bu yıl oluşturulan bağımsız yenileme kuruluna onaylatılacak. Onay sürecinin ardından ihalesi gerçekleşecek olan inşaatların 24 ayda tamamlanması planlanıyor.
Ayvansaray ve Mürselpaşa Caddesi için düşünülen proje ise çevresindeki 59 yapı adası ve 909 parseli kapsıyor. Projenin uygulanacağı alan surların üst kısmında 79 bin 335 ve surun alt tarafında ise 200 bin 10 metrekare olmak üzere toplam 279 bin 345 metrekare. Bu rakamlar dahilinde belediyenin yürüttüğü Ayvansaray projesi Türkiye'nin en büyük kentsel dönüşüm projesi olma özelliği de taşıyor.
Proje, Ayvansaray'dan başlayarak Fener iskelesine uzanan sahil bölgesini kapsıyor. Yenileme bölgesinde yer alan 230 tarihi eser için ise mülkiyet sahiplerine götürülen teklifler ise bölge sakinlerini orada tutmak için düzenlenmiş gibi gözükmüyor. Restore edilen yapının toplam alanının en fazla yüzde 70'ine denk gelen büyüklükte bir mülkiyet alabilecek olan ev sahipleri, bunu kabul etmemeleri durumunda ya fark payını ödemek zorunda kalacaklar ya da kamulaştırma bedelini alıp projeden uzaklaştırılacaklar.
Fatih Belediye Başkanı ise uygulamasına geçilecek projeleri şöyle savunuyor. ''Bölgenin yeniden oturulabilecek nezih ortama dönüştürülmesiyle birlikte yapılacak evlerden oradaki mülkiyet sahiplerine de verilecek. Bizim orada şu ana kadar karşılaştığımız problemlerin en önemlisi, projeyi yeterince anlatma imkanı elde edemeyişimizdir. Biz de bu alınan karar doğrultusunda projemizi herkese tanıtma gayreti içerisindeyiz. AP olsun, buradaki sivil toplum kuruluşları olsun projenin daha mükemmel hale gelmesi için bize önerileri olacaksa onlara da açığız. Fatih'in bu yenileme alanları arzu ettiğimiz şekilde gerçekleşirse başta oturan insanların hayat standardı, ekonomik refah düzeyleri yükselecek. Fatih sürekli yaşanabilir bir şehir haline dönüşecek.''