ERA 40. yıl sergisinde, sizin ekibe katılmanızla birlikte mimari tasarım dilinin de değiştiğine işaret ediliyor. Aldığınız eğitim ve projelerin de yönlendirmesiyle daha farklı işlere imza atıyorsunuz.
Hayal edileni gerçekleştirmek için biraz cesaret ve inisiyatif almak gerekiyor. İnisiyatif için de belli bir bilgi birikimine ulaşmış olmalısınız. Bir şeyleri değiştirebilmek için neyin nasıl gidebileceğini öğrenmek gerekiyor. Bence mimarlığın en zor noktalarından birisi de bu. İnsanın gençken hayal ettikleri ve okuldaki heyecanıyla, iş hayatıyla ilgili bir sürü başka konunun üst üste nasıl örtüşmesi gerektiğini keşfetmesi gerçek bir süreç. Bu, bazısı için daha hızlı, bazısı için çok sonra gerçekleşebiliyor. Büyük, tanınmış mimarlarda da böyle durumlar var. Bunu bir şekilde tanımladıktan, keşfettikten sonra insanın önü daha çok açılıyor.
"Babam gayet paylaşımcı ve gerçekçidir"
Babanızla birlikte, onun kurduğu ofiste çalışmak hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Projenin başına ikimiz birlikte oturuyoruz gibi bir durum yok. Çoğu zaman baştan beraber çalışmıyoruz. Süreç içerisinde kendi aramızda sunum vs hazırlıyoruz. Birebir karar vermekten ziyade, oluşturulan fikirleri arkadaşlarla birlikte tartışıyoruz. Bunlar üzerinden daha iyi sonuç verebilecek olanı seçip onu geliştirerek devam ediyoruz. Bu süreçte babam Ertun Hızıroğlu da bulunuyor. Bazı projeleri ekip başı gibi kendisi yürütüyor.
ERA kurucusu Ertun Hızıroğlu
Hala tam zamanlı çalışıyor değil mi?
Evet. Son dönemde özellikle Garanti projesiyle ilgileniyor. Tabii orada çok farklı bir süreç var. Her ne kadar projenin içinde olsam da tecrübeden faydalanmak lazım. Hepimiz sürekli bir şeyler öğreniyoruz. Onun için de bunu bir şans olarak görüyorum. Genelde Türkiye'de mimarlık, babadan oğula geçen bir sistem gibi de görülüyor. Gerçi birçok ülkede de böyle arkadaşlarım var. Bunun avantajları olduğu gibi dezavantajları da var. Ama sağolsun babamın hocalıktan gelme çok ön açıcı bir tarafı olduğu için gayet paylaşımcı ve gerçekçidir. Her şeye karşı objektif olmaya özen gösterir. Dolayısıyla beraber çalışma yöntemini, onun bu yaklaşımı sayesinde çok daha rahat ilerlettiğimizi düşünüyorum.
Bu biraz da organizasyon kabiliyetinden kaynaklanan bir durum sanırım. Ertun Bey, proje yönetimi konusuna da erken bir dönemde dahil oluyor.
İş hayatında zaman içerisinde değişik tecrübeler oluşuyor. İnsanın bunlardan kendine gelecek için çıkardığı sonuçlar çok önemli. Babam, kendince fırsatlar yaratmayı, bunları kendine göre bir çizgide buluşturmayı başarmış birisi. Birkaç kişinin çizdiği projelerden, çok daha kapsamlı, farklı disiplinlerin bir arada çalışarak projeler ve yapılar ürettiği bir organizasyon nosyonu bu çalışmalar sonucunda gelişiyor.