İstanbul'u Kim Dönüştürüyor?

Yasemin ŞENER / 05 Aralık 2012

Mimarlık, kent ve tasarım üzerine yaptıkları bağımsız araştırmaları ve grafik çalışmaları, 2007 yılında kurdukları PATTU (Sümerce; tarla, alan, işlenebilecek alan anlamına geliyor) çatısı altında yürüten mimar Cem Kozar ve peyzaj mimarı Işıl Ünal ile 1. İstanbul Tasarım Bienali'nde yoğun ilgi gören projeleri "İstanbul-O-Matik" üzerine konuştuk.


İstanbul-O-Matik projesinin nasıl bir alt metni bulunuyor?



Proje, irili ufaklı birçok aktörün tutkuları ile şekillenen, çok katmanlı bir çoğulluklar kenti olarak tanımlayabileceğimiz İstanbul'un son zamanlardaki gelişimine eleştirel olarak bakan bir interaktif kent yapma oyunu.

Günümüzde İstanbul giderek daha fazla tekil aktör tarafından şekilleniyor; her bir aktör en iyisini bildiği için (!) başkalarına sormak, fikir alışverişinde bulunmak, ya da farklı bakış açıları sunabilecek kişilerle çalışmak gereği duymuyor. Böylece Taksim Meydanı projesi, Yenikapı Meydanı projesi, Haliç Metro Geçişi Köprüsü, Maltepe sahillerinin doldurulması ve bunun gibi kenti derinden etkileyecek ve herkesi ilgilendiren sayısız proje kapalı kapılar ardında, muhtemelen tek bir kişinin parlak fikri olarak çıkıyor. 

Çağdaş kentlerde bu tür projeler bir uzlaşı sonucu oluşur; ancak kentin dengesi çoğulluktan güçlü tekil aktörlere doğru kaydığında karikatürize öneriler ile dolu bir kent görüyoruz. İstanbul'da kent çeperi artık TOKİ'nin birbirinden kopuk, kentsellikle ilgisi olmayan blokları ile dolu. Kentsel dönüşümü özel inşaat firmaları kâr elde etmek için yapıyor, Zeytinburnu'nda Prag inşa ediliyor, yeni yapılan evler Selçuklu-Osmanlı sentezi oluyor, Mimar Sinan kopyası camiler inşa etmek birer norm ve "tarz" oluyor, altın boynuzlu köprüler, lale şeklinde gökdelenler, bunların hepsi artık normal karşılanıyor.




Bütün bu olup bitenleri bir tür aşkınlık düzlemi olan kentin ölçeğinde kavrayabilmek çok zor. Bu yüzden de projemizde hayali bir İstanbul parçası kurguladık.

Ziyaretçiler kenti şekillendiren birçok aktör arasından seçilmiş 9 tanesinin bu kent parçasını nasıl etkilediğini etkileşimli olarak deneyimleyebiliyor. Tekil aktörlerin çılgın fikirleri, karikatürize önerileri oluyor; dengeye yeni bir aktör katıldığında bu ikisi arasında bir uzlaşı oluyor, aktör sayısı arttığında karşıdaki kent parçası da çılgın fikirlerin karışımı parçalı bir kentten, uzlaşı sonucu oluşmuş daha dengeli bir kente doğru dönüşüyor.

            

Proje için kullanılan bütün görseller, videolar ve fikirler gerçekten İstanbul'da inşa edilmiş yapılardan, verilen seçim vaatlerinden ve uygulanmış/uygulanmamış projelerden oluşuyor. 

Amacımız, bir yandan her bir aktörün kritik bir eleştirisini yaparken, bir yandan da çağdaş kentin kolektif bir üretim olduğunu ve bu aktörlerden herhangi birisinin tarafında aşırı bir birikim olduğunda kentin çoğul karakterini yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceğini vurgulamak.

>>>>>


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :