Eğitim yapıları dışında ağırlıklı olarak konut ve sağlık yapısı projeleriniz bulunuyor.
MK: Aslında serbest yaşamda ihtisaslaşmak Türkiye şartlarında çok da kolay değil. Birçok ofis konut ağırlıklı çalışıyor. Genele baktığımızda biz de bugüne kadar konut ağırlıklı çalıştık.
DS: Neredeyse 25 yılı bulan mesleki pratiğimizde, konut taleplerine göre çözümler ürettik; 80'ler ve 90'larda kooperatifler, çevredeki sahil kasabaları için yazlık konutlar… Yani küçük metrekareli, mekansal ve inşai kalite anlamda niteliğin çok fazla ön planda olmadığı, standart hale gelmiş plan tipleri... Ya da kent içinde müteahhitlere yapılan apartman sunumları…
Birkaç tane okul yapma şansımız oldu. Özel hastanelerin yapılmaya başlanmasıyla birlikte bu alanda da birkaç deneyimimiz oldu. Genel hastanelerin yanında daha çok ihtisas hastaneleri; bir ortopedi, iki de kalp hastanesi yaptık. Ayrıca tüp bebek merkezi projemiz de var. Tabi Türkiye'de sağlık yönetmeliği sürekli değiştiği için projeler de değişmek zorunda kalıyor. Yeni mekanlar gerektiği için sağlık yapılarının mümkün olduğunca esnek olması gerekiyor. Zannediyorum bu kadar çok yönetmelik değişen başka bir sektör yok Türkiye'de.
Gaziemir Kalp Hastanesi
Gaziemir'deki kalp hastanesi bodrum katıyla birlikte 4 kata ulaşıyor. Giriş fuayesi olan boşluğu, denetimli ortak bir iç içinde dış mekan gibi tarifleyebiliriz. Kafeterya bu mekanda ve klinikler, hasta yatak katları, idari ofislerin hepsi buraya bakıyor. Aslında başlangıçta hedefimiz iç yüzeyin biraz daha şeffaf ve geçirgen olmasıydı. Fakat daha sonra bu kurgunun, içteki hasta yatak odalarını ses açısından rahatsız edebileceğini düşündük ve tasarım biraz daha masifleşti. Çekirdeklerin bulunduğu, beklemelerin olduğu hasta koridorunda da yalın bir renk ve ışıkla biraz yaşamı algılatmak istedik.
Gaziemir Kalp Hastanesi
Cephede yine doğal taş tercih edilmiş...
MK: Evet, ‘silver grey' denilen ve sanırım Burdur yakınlarında çıkan, çok güzel bir taş kullandık. Cephe içinde, dışında ve zeminlerinde tamamen tek malzeme var. Sadece ortak kullanılacak alanlarda renk kullandık.
Sağlık yapılarınız arasında bir de Erasmus Ruh Sağlığı Atölyesi gibi ilginç bir proje bulunuyor.
DS: Grup terapi, bireysel terapi, hobi odaları, kütüphanesi olan bir mekan… Bu projedeki amaç; danışan kişinin yalnızca doktorla görüşmek için değil, istediği zaman atölyeye gelip kütüphaneyi kullanabileceği, resim yapabileceği mekanların olmasıydı. Erasmus Ruh Sağlığı Atölyesi; 5 katlı, 70 metrekare tabanlı ufak bir konut bloğunun mekansal dönüştürme projesi aynı zamanda…
MK: Atölyenin kurucuları, ‘Deliliğe Övgü' kitabına atfen buraya Erasmus adını verdiler.