"Bizim önyargılarımız yok…"

11 Mart 2010


Fotoğraf: Daniele Veneri

Siz çocukken mahallede yaşam nasıldı?

Güzeldi. Ailelerimizin gözleri üzerimizde olmadan özgürce sokaklarda oynardık, anne-babalarımız bizim için endişelenmezlerdi, çünkü bilirlerdi ki, komşular etraftadır ve bize bir şey olmaz. Arabalar mahalleden geçerken yavaşlardı, çünkü onlar da bilirdi ki etrafta çocuklar oynuyor.

Yaz aylarında her günü sabahtan akşama kadar sokakta oynayarak geçirirdik. Güneş battığında ailelerimiz de birer sandalye alarak bize katılırdı. Bazıları televizyon izlerdi, bazıları yemek yerdi. Müzik açar bütün komşular geceyi hep beraber geçirirdik. Herkes bir aradaydı ve başka bir şeye ihtiyacımız yoktu.

Benim için San June (23 Haziran'da kutlanan bir çeşit bahar bayramı) en güzel günlerden biriydi. Önce bütün evleri ziyaret ederdik ve tabi biraz ahşap ve mobilya parçaları bulmak için etraftaki fabrikaları da… Saklambaç oynardık. Akşam olduğunda ailelerimiz hep beraber yemek üzere bir şeyler hazırlarken biz de sokağı süsler ve büyük bir ateş yakardık.

Stefano, Romanların ve Roman olmayanların burada kardeşçe yaşadığını söylemişti. İşçilerin ve Romanların birbiri içine geçen kültüründen biraz bahseder misiniz?

Hatırladığım kadarıyla çocukken kimin Roman olduğunu, kimin olmadığını ben bilmiyordum: Aynı okula gidiyorduk, aynı şeyleri yapıyorduk, aynıydık. Bütün hayatları boyunca Bon Pastor'da yaşamış olan Romanlar hala sorunsuzca yaşıyor, onlar Roman olmayanlarla evlendiler, akraba oldular.

Fakat 80'lerde pek çok şey değişti, Bon Pastor'un hemen yakınında bulunan La Perona adındaki Roman gecekondu mahallesi yıkıldıktan sonra pek çok Roman aile Bon Pastor'a yerleşti. Bazı komşular, bu yeni gelenlerden hoşlanmadılar ve sonuçta gülen, ırkçılık oldu. Hala sık sık La Perona'dan gelen Roman arkadaşlarımı savunmak için komşularımla tartışmak durumunda kaldığım oluyor.

Fakat mahallenin bizim bulunduğum kısmında hala her şey sorunsuz devam ediyor: Bizim önyargılarımız yok, onlar gibi yaşıyoruz, aynı müziği dinliyoruz. Fakat şehrin geri kalanı bize "garrulos" diyor, düşük gelirli mahallede yaşayanlar gibi bir şey…


Antropolog Stefano Porteli ile...
Sandra Capdevila ile…
Mimar Emanuela Bove ile…
Erbatur Çavuşoğlu ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :