Alişan Çırakoğlu: "Tecrübe sahibi olmadan bir takım sorumlulukları almak durumda kaldım"
31 Temmuz 2009
Öncelikle hepinizi kısaca tanımak istiyoruz. Alişan Çırakoğlu'ndan başlayalım…
Alişan Çırakoğlu: 1996'da ODTÜ'den mimar olarak mezun oldum. 2000'e kadar neredeyse sürekli Ankara'da idim; hem yüksek lisans yaptım hem de oradaki ofislerde çalıştım. 2001'den beri de İstanbul'dayım. Bu süre içinde mekan değişiklikleri ile pratiğimi sürdürmeye çalışıyorum. Bu aslında, ufak ufak işler ile başlayıp bir yarışma sonrasında resmi bir ofis halini alma şeklinde gelişti. Ofisin başlangıcı da 2002 senesine dayanıyor. İlk yerim, İstiklal Caddesi'ne yakın bir sokaktaydı. Orası da hoş, tarihi bir mekandı. Orada yaklaşık 5-6 sene bulundum. İki senedir de Karaköy'deki bu mekandayız. Oral ve Sevince ile de o zamanlardan beri tanışıyoruz.
Başladığımda ben de çok gençtim. Henüz tecrübe sahibi olmadan bir takım sorumlulukları almak durumda kaldım. İl ofisi oturtma dönemleri bu nedenle biraz sancılı olmuştur. Ama o zamandan beri amatör heyecanımızı koruduğumuzu düşünüyorum.
Sizin ise isimlerinize, yarışmalardan elde ettiğiniz ödüller sayesinde oldukça aşinayız. Hatta kendi lisans sürecimde bir tür "öğrenci şöhreti" olduğunuzu dahi iddia edebilirim. Peki Oral Göktaş ve Sevince Bayrak kimdir ve şimdilerde nelerle uğraşırlar?
Sevince Bayrak: 2005 yılında mimar olarak İTÜ'den mezun oldum. 2003 yılında Oral ile tanıştık. O zamandan beri de birlikte projeler yapıyoruz. Alişan ile ise Oral sayesinde tanıştım zaten.
Mezun olduktan sonra Oral ile bir süre yurtdışı deneyimimiz oldu. Sonrasında da, yani 2006 yılından bu yana İstanbul'da çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ofis olarak resmiyete dökülmemiz ise henüz birkaç aylık bir gelişme; So? 2009 yılında kuruldu. Mimari ve kentsel ölçekte projeler üzerine çalışıyoruz. Benim bir yandan doktoraya devam ediyor olmam, işin kuramsal boyutunu da taze tutmak isteyişimizden kaynaklanıyor. En azından şimdilik hedefimiz bu.
Peki 2003 yılından bu yana hep bir arada mı yürütüyorsunuz projelerinizi?
Oral Göktaş: Evet, okul zamanında da bir arada yapıyorduk projeleri.
SB: Ekip zaman zaman eklenenler oluyordu ama, çekirdek olarak hep ikimizdik.
Bir de yurtdışı deneyiminden söz ettiniz. Nerede bulundunuz?
OG: Altı aylığına Güney Amerika'ya, Şili'ye gittik; orada çalıştık. Şili'den dönüşte de yine İstanbul'a geldik.
Alişan Bey ile tanışmanıza gelirsek…
OG: 2003 yazında Alişan'a stajyer olarak başvurdum. İkinci sınıfı bitirdiğim yazdı. Alişan da henüz çok gençti, söylediği gibi; ofisi daha yeni kurmuştu. İkimiz için de çok keyifli bir süreçti. İstiklal'deki ofisteydik ve Alişan orada yalnızdı. Yani sadece ikimiz vardık. Sevince de benim vasıtam ile ofise gelip gidiyordu. Üniversite sürecinde de hep gelip gitmeler oldu. Yarışma zamanlarında ofise gelip birlikte çalışırdık. Onun da bize destek olduğu zamanlar oldu. Güney Amerika dönüşü ise, yine Alişan'ın yanında başladım. Bir süre sonra Sevince, çalıştığı ofisten ayrıldı ve bir dönem ikimiz bağımsız işler yaptık. Zaten farklı yerlerde çalışırken de birlikte yarışmalara katılıyorduk. Bir anlamda yalnızca yarışmalara yoğunlaştık. Hatta ben çalışmaları evden yürütüyordum. Bir şekilde tekrar Alişan'ın yanına gelerek burada onunla bir ofis paylaşmaya başladık. Hep beraber Eskişehir yarışmasına katıldık. Devamı da geldi.
Bir Mekan, İki Pratik, Üç Kişi
Alişan, Oral ve Sevince İle "Mezun Olunca Ne Yapmalı, Ne Yapılabilir?" Üzerine
Yarışma "Bağımlısı" Mimarlar, Yarışmaları Değerlendiriyor...
Bir Ofis Mekanının Diğer "Müdavim"leri
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın