Vancouver, Pasifik Okyanusu ve Kıyı Dağları arasında, doğal güzellikleri, ılımlı iklimi, kenti besleyen doğal kaynakları ve modern mimarisiyle şanslı ve etkileyici bir şehir.
Calatrava, Alsop, Libeskind, Gehry'nin gibi ünlü mimarların tasarladıkları binalar kentin çeşitli yerlerine dağılarak, sizi görünmez bir rota varmışcasına bütün kenti dolaşmaya sevkediyor.
Dünyanın ikinci küçük bağımsız devleti olan Monako'nun gizli hazinelerinden birisi şüphesiz, Kaptan Cousteau ile özdeşleşen Oşinografi Müzesi...
Bisikletin yayadan bile önce geldiği tek şehir, Amsterdam. Burada araba otoparklarından ziyade, başka ülke ve şehirlerde pek göremeyeceğiniz bisiklet otoparklarıyla karşılaşıyorsunuz.
Pardubice, Çek Cumhuriyeti'nde, Bohemya'nın doğusunda, 90 bin nüfusu ile güzel bir Çek şehri. Aslında bu güzel şehir için Doğu Bohemya'nın merkezi de diyebiliriz.
Hradec Kralove, Bohemya kültürünü ve tarihini görmek isteyenler için oldukça ilgi çekici bir kent. Labe ve Orlice nehirlerinin kesiştiği yerde bulunan şehir, Prag'dan Polonya'ya ticaretin başlamasıyla beraber önem kazanarak daha da gelişmiş.
Eski Yugoslavya'nın üç etnik parçası, bugünün iç içe komşuları Slovenya, Hırvatistan ve Bosna Hersek Karanlık Oda'da yeniden bir arada...
Daha çekilecek çok fotoğraflar vardı, arşınlanacak kaldırımlar, demlenecek "pub"lar belki. Seninle daha uzun sohbet etmek için, sana tekrar geleceğim Prag. Ama şimdilik "merhaba"...
Rönesans karakterini her karışında hissettiren İtalya topraklarında, Katalan ve Ortaçağ dünyasının tadına varmanın en güzel yolu, Alghero'ya uğramak olsa gerek.
Auschwitz... İnsanlık tarihinin tekrar yaşamaması gereken bir olayın sessiz tanığı. Sözlerin tükenip, görüntülerin konuştuğu yer. Mehmet Akça'nın objektifinden Karanlık Oda'da...