Hindistan ve İngiltere basını önceki gün (25 Ekim 2010), Le Corbusier'nin baştan yarattığı Şandigar (Chandigarh) kentindeki kültürel miras hırsızlığını gündeme taşıdı. 2007'den bu yana Londra, New York ve Paris'teki meşhur müzayede evlerinin koleksiyonlarını süsleyen Le Corbusier ve Pierre Jeanneret (Le Corbusier'nin kuzeni) imzalı mobilyalar ve kentsel donatılar fahiş fiyatlara alıcı buluyor.
Bu gidişata dur diyen –ya da en azından demeye çalışan– ise, Le Corbusier kenti planlarken kendisine destek sağlayan Şandigar Mimarlık Okulu oldu. Ancak durum o kadar basit değil. Zira, Times of India'da yayımlanan bir habere göre, hırsızlığa çanak tutan şüpheliler arasında, Le Corbusier'nin baş yardımcısı ve kentin ilk baş mimarı MN Sharma'nın da ismi zikrediliyor. Adeta polisiye bir romanı andıran ama ülkemizde pek de yabancı olmadığımız bu kültür hırsızlığını, hikayeyi baştan alarak aktaralım.
Şandigar Hükümet Binası önünde nöbet tutan görevli, Fotoğraf: NARINDER NANU/ AFP/GETTY, independant.co.uk
Amacına uygun tasarlanmış binlerce domestik ve kentsel mobilya
Hindistan'ın ilk başbakanı Jawaharlal Nehru, yeni bağımsız Hindistan'ın somut simgesi haline getirmeyi planladığı Şandigar'ın imarını Le Corbusier'ye emanet etmiş ve böylelikle planlama tarihinin başyapıtlarından birinin ortaya çıkmasına vesile olmuştu.
Pencap ovasından başlayarak kent merkezine kadar, gerek sokak düzenlemelerini gerekse kamu binalarının tasarımını çalışmalarına dahil eden Le Corbusier, kendini binaların iç dekorasyonundan da sorumlu hissettiğini beyan ederek, kuzeni Pierre Jeanneret'yi, 1950'lerin minimalist tasarımına göre şekillenen bu kamu yapılarının içini süsleyecek binlerce mobilyayı ve armatürü tasarlamakla görevlendirmişti.
Le Corbusier, 1949, Fotoğraf: AP, independant.co.uk
Bir rivayete göre; Le Corbusier'nin, kentsel donatılara en fazla 10 dakika yürüyüş mesafesindeki konut bölgelerinden oluşan ve idari binaların yer aldığı bir kompleks ile tamamlanan Şandigar nâzım planını, 1951'de gerçekleştirdiği 4 günlük bir ziyaret sırasında çizdiği söyleniyor. Her ne kadar mimar proje için düzenli olarak kente geri gelmiş olsa da, kente ilişkin vizyonunun günlük takibi için kuzeni Pierre Jeanneret'yi görevlendiriyor. Böylelikle Jeanneret; masalar, sandalyeler, yataklar, raf üniteleri, koltuklar, kanepeler ve kamu yapıları ile evlerde ihtiyaç duyulan diğer binlerce mobilyanın tasarımını gerçekleştiriyor.
21 bin dolarlık rögar kapağı!
Şandigar bugün, Hindistan'da kişi başına düşen gelirin en yüksek seyrettiği kent olmasına rağmen; Le Corbusier'den miras yapılar ve donatılar dönemine hitap eden bir anlayışla hayata geçirildiğinden, dünya gücü olma yolunda ivmeli bir dönüşüm yaşayan Hindistan için giderek daha az cazip hale geliyor. Sonuç ise ortada: Amacına uygun tasarlanarak kentin sokaklarını süsleyen armatürler bugün Londra, New York ve Paris'teki müzayede salonlarının koleksiyonlarını süslüyor.
1950'li yılların mobilyalarına gereken değerin verilmemesi, yetersiz bakım sonucunda geriye tozlu depolarda bekleyen birkaç düzine sandalye ve masa kalmasına son olarak, Batılı antikacıların girişimci ruhu eklenince Şandigar'ın kültürel mirası pare pare Avrupa ve ABD'de fahiş fiyatlara alıcı buluyor.
Sokaklardaki ve Yargıtay Binası, Şandigar Mimarlık Okulu gibi önemli kamu yapılarındaki demirbaşların "ortadan kaybolması" öyle bir boyut kazanıyor ki, sonunda kent yönetimi ve akademisyenler geriye kalanları korumak amacıyla önlem alma kararı aldı. Bardağı taşıran son damla ise, geçtiğimiz ay satışa çıkarılan gül ağacı ve tik ağacından yapılma mobilyalar oldu.
Şandigar yönetimi, Delhi'deki İngiliz Yüksek Komisyonu'nda konuyla ilgili bir soruşturma başlatarak, daha önce kent kütüphanesini ve sulh mahkemesini süslemekte olan 20 adet mobilyanın, Londralı müzayede evi Bonhams'daki satışının durdurulmasını talep etti. Ancak müzayede evinin, satıştaki tüm objelerin meşru yollardan edinildiğini ispatlaması üzerine satışa devam edildi.
Jeanneret imzalı mobilyaların kaça alıcı bulduğunu merak edenlere, sekiz parçanın toplamda 33 bin pound'u geçtiğini söyleyebiliriz. Ayrıntıya girmek gerekirse, Bonhams'da gerçekleşen müzayedede üç senato sandalyesi 7 bin 500'er pounddan, gül ağacından yapılma küçük masa ile teak sandalye ise 4 bin 800 pounddan alıcı buldu.
New York'taki meşhur Christie's müzayede evinde 2007'de yapılan açık artırma ise daha ilginç objeleri içeriyordu. Üzerinde, Le Corbusier'nin Şandigar için tasarladığı güvercin ambleminin bulunduğu rögar kapağının satış fiyatı 21 bin dolara, teak kütüphane masasınınki ise 144 bin dolara ulaşmıştı.
Üzerinde Chandigarh kenti planı bulunan ve müzayedede satışa çıkarılan rögar kapağı. Fotoğraf: wadias.in
Hırsız kim?
Yapıların kendisi zamana galip gelse de, mobilyaların büyük kısmı kullanılamaz halde olduğu için 1999 ile 2008 yılları arasında çoğu satışa çıkarıldı ve Avrupalı antikacıların eline de bu yolla geçmiş oldu.
Şandigar Mimarlık Okulu eski bölüm başkanı Rajnish Wattas konuya ilişkin The Independent'a yaptığı açıklamada, "Le Corbusier'nin mirası sadece binalar ve bulvarlarla sınırlı değildir, kent için tasarladığı armatürler ve mobilyalar da bu mirasın canlı birer öğesidir. Görünen o ki, kentin vasileri bu mirası nasıl koruyacaklarını unutmuşlar. Bu paha biçilmez hazine bugün ya tozlu depolarda çürümekte ya da dünyanın dört bir köşesindeki ofislere ve müzayede evlerine dağılmış durumda" ifadesinde bulundu.
Şandigar'ın kültürel mirasının antikacıların eline nasıl geçtiği konusunda farklı iddialar var. Bazı yetkililerinin objeleri kendi mallarıymış gibi gösterip satışa çıkardığını söyleyenler çoğunlukta.
Soygunun önemli boyutlara eriştiği fark edilince, kültürel mirasın yitirilmesini durdurmak adına, Jeanneret imzalı mobilyaların ve objelerin envanterinin çıkarılmasına karar verildi. Katalogun düzenlenmesi için görevlendirilen Şandigar Mimarlık Okulu eski öğretim görevlilerinden Kiran Joshi; "Neyin miras olup neyin olmadığını gösterecek bir envantere ihtiyaç var. Bu parçaları ne yapacağımıza ilişkin bir politika oluşturmalıyız. Tamamen Şandigar'a özgü objeler söz konusu, bunlar kentin dışına çıkıp kopyalanmamalı. Bu değerleri kaybedersek çok yazık olur" dedi.
Soruşturma Arap saçına döndü
Yine Times of India'da yayımlanan haberden öğrendiğimize göre Kiran Joshi aynı zamanda, kültürel miras hırsızlığına dair başka bir olayın faili durumunda. Le Corbusier'nin Birlik Bölgesi planlama bölümü için hazırladığı çizimleri ve plankoteleri elinde bulunduran Joshi, geçtiğimiz Eylül ayı sonunda bir kez daha uyarılarak, belgeleri 15 gün içinde iade etmesi istendi. Bu noktada devreye giren Birlik Bölgesi baş mimarı Sumit Kaur, belgelerin Joshi'de olmadığını savunarak, miras hırsızlığını gerçekleştirenlere ilişkin kapsamlı bir raporu yakında ilgilere sunacağını söyledi. Kaur sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rapor; Bonham's müzayede evine satılan Jeanneret mobilyaları ile Allahabad'daki dükkan arasındaki bağlantıyı ve en önemlisi de Le Corbusier'nin eski yakın çalışma arkadaşları mimarların miras hırsızlığındaki rolünü gözler önüne seriyor. Rapor değerlendirildikten sonra suçlu bulunanlara hangi yaptırımların uygulanacağına karar vereceğiz."
Mahkemece hazırlanan, ancak sürecin hassasiyeti nedeniyle resmi olarak açıklanmadan Birlik Bölgesi yetkililerine sunulan soruşturma raporunda ise; Le Corbusier'ye ait çizimlerin ve planların 2005'ten bu yana Joshi'nin elinde olduğu ortaya çıkarıldı. Joshi'nin, belgeleri, "Documenting Chandigarh" (Şandigar'ı Belgelemek) adlı kitabına referans oluşturması için bölümden ödünç aldığı bildirildi. Suçu doğrulanan Joshi, belgeleri 15 gün içinde teslim edeceğini bildirdi.
Hırsızlığa dair bir başka gelişme ise Bonhams' müzayede evinin, 22 Eylül'de açık artırmaya koyduğu parçaları, Allahabad'daki bir dükkandan aldığını açıklaması oldu. Böylelikle Birlik Bölgesi yetkilileri bu konuda yeni bir soruşturma başlattı.
Miras hırsızlığı davası, akademisyen Kiran Joshi ile kentin ilk baş mimarı ve Le Corbusier'nin Şandigar çalışmalarındaki baş yardımcısı MN Sharma'yı da birbirine düşürdü. Her iki isim de birbirini hırsızlığın asıl faili olarak gösteriyor.
Umutsuzluk hakim
Geçtiğimiz ay Bonhams müzayede evinde satışa çıkarılan mobilyalara ilişkin, müzayede evi yetkililerinden şu açıklama gelmişti: "Parçaların, mülkiyeti kanıtlayan doğru belgeler ile satışa sunulması için müzayede öncesi gereken incelemeleri yapıyoruz. Zaten yüksek mahkemeye de, objeleri satan kişinin bunları meşru yollardan edindiğini kanıtladık."
Müzayedede satılan Pierre Jeanneret tasarımı senato koltukları. Fotoğraf: independant.co.uk
Aslında satışların gayrimeşru yollardan gerçekleştirildiğini savunan yok. Sorun, ilk kaynağı bulmakla ilgili.
Şandigar yönetimi şu anda, Jeanneret tasarımı mobilyaların nasıl ortadan kaybolduğuna ilişkin mahkeme raporunu inceliyor. Ancak Le Corbusier'nin vizyonunu yansıtan ve çoktan koleksiyonerlerin evlerine dağılmış olan sayısız parçanın teker teker toplanması imkansız gibi gözüküyor.
Aynı umutsuzluk, mimarın çalışmalarını korumakla görevli Paris'teki Le Corbusier Vakfı'na da hakim. Vakıf Başkanı Michel Richard, The Independent'a yaptığı açıklamada; "Le Corbusier'den Şandigar'a miras olan objelerin bugün Avrupa'daki müzayedelere düşmüş olması çok üzücü. İlgili kurum olarak, parçaların mümkün olduğu sürece tasarlandıkları yapı içinde kalması taraftarıyız. Şandigar'ın, anıtsal yapıları için özel olarak tasarlanmış mobilyalardan en azından birer örnek saklayamamış olması çok acı bir durum" dedi.
Bu haber, timesofindia.indiatimes.com ve independent.co.uk'den derlenmiştir.