Olasılıklar Üzerine Bir Sergi: Ankara

mimarizm.com / 15 Kasım 2023
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi tarafından düzenlenen "Olasılıklar Üzerine Bir Sergi: Ankara" 10 Aralık tarihine kadar ziyaret edilebilir.

"Olasılıklar Üzerine Bir Sergi: Ankara"nın süresi 10 Aralık 2023 tarihine kadar uzatıldı. Sergi, her gün 9:00 - 19:30 saatleri arasında, Zülfü Livaneli Kültür Merkezi'nde (Çankaya Belediyesi) ziyaret edilebilir.

*

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi daha önceki sergilerde Ankara`nın kent merkezleri Ulus ve Yenişehir`e odaklanmış 2019 yılında Bilinmeyen Ulus sergisiyle Ulus`un bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarmayı hedeflemiştir. 2020 yılında pandemi sebebiyle açılışı ertelenen, Yenişehir`in değişken yapısını irdeleyen "Yarım Kalan Yenişehir" sergisini 2021 yılında izleyicisiyle buluşturmuştur. 2022 yılında ise kente daha bütüncül bir yaklaşımla bakan, Ankara`ya, Ankara`nın insanlarına ve duygularına odaklanan "Duygular Coğrafyası Ankara" sergisini gerçekleştirmiştir. Şimdi ise, Ankara`nın başkent oluşunun yüzüncü yılında kentin dünü, bugünü ve yarınının olasılıklarını keşfe çıkan atölyelerin ardından Olasılıklar Üzerine Bir Sergi: Ankara başlıklı sergisini gerçekleştirecek.

Tüm sergilerinde benimsediği gibi, yine sergi ürünlerinin bir dizi atölyenin çıktısı olarak üretilmesi amaçlanmaktadır. Atölyeler, kolektif ve interdisipliner üretim sürecini teşvik etmenin yanı sıra, bütünleştirici, kapsayıcı, eşitlikçi ve adaletli bir bakış açısını benimsemektedir. Bu amaçla yürütülmesi hedeflenen atölyelere ilişkin açıklamalar aşağıda sunulmaktadır. Bir arada düşünme, üretme ve ortak karar alma kültürünün bir parçası olarak atölyelerde aktif ve gönüllü görev alacak, yöntem ve kapsamını şekillendirdiği sergi atölyesinin ruhunu benimseyecek, tüm sürece katkı sunacak atölye katılımcılarını bekliyor.

Atölyelerin çalışma takvimleri her atölyenin ilk toplantısında, katılımcılarla birlikte belirlenecektir. Atölye başvuruları 1 Eylül 2023 tarihine kadar açıktır. Sergi tarihi ve yeri atölyelerin çalışmaları ile paralel, ileri bir tarihte duyurulacaktır.

MANİFESTO

1923`te Türkiye Cumhuriyeti`nin başkenti ilan edilmesinin üzerinden geçen yüzyılda, Ankara onlarca yeni yüz edinir. Cumhuriyetin ütopyası ve umudun temsilcisi, genç cumhuriyetin başkenti ve ideali; binlerce yılda katmanlaşan tarihi merkezinden, Yenişehir`e doğru genişleyen kent merkezi ile köklü değişimlerin, dönüşümlerin, olasılıkların ve umutların kenti olarak anılır. 1950`lerden sonra ise her yöne doğru genişleyerek dışarıdan gelen göçlere ev sahipliği yapan Ankara, yeni bir hayat arayışında olanların evi olur. Ülkenin siyasi merkezi olması sebebiyle zaman zaman despotik ve distopik bir hale bürünür, umutsuzluk ve çaresizliğin hüküm sürdüğü bir kente dönüşür. Ankara bu anlamda yıkımın ve yeniden yapılanmanın, korumanın ve hak arayışlarının, direniş ve mücadelenin de yüzüdür. Ankara`nın geçmiş yüzyılı, her çeşit duyguyu, sayısız olayı, tarihte önemli anları barındırır. 

Peki geleceğin Ankarasını neler bekliyor? Cumhuriyetin ikinci yüzyılında olasılıklar, sayısız hayal gücünün elverdiği çeşitlilikte potansiyelleri barındırmaya devam ediyor. Bu olasılıkları keşfetmek, ortaya çıkarmak ve somutlaştırmak; Ankara`nın ilk başkent olduğu zamanki umudunu ve heyecanını yeniden yakalamasını sağlayacaktır. 

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, her yıl geleneksel olarak düzenlediği sergiler kapsamında bu kez Ankara`nın başkent oluşunun yüzüncü yılında kentin dünü, bugünü ve yarınının olasılıklarını keşfe çıkan atölyelerin ardından Olasılıklar Üzerine Bir Sergi: Ankara başlıklı sergisini gerçekleştirecek.

ATÖLYELER

1. Gelecek için Anılar Atölyesi

Yürütücüler: Çiğdem Yönder, Özlem Yalçınkaya, Seda Şen

"Geçmişin hayalleri, günümüz ihtiyaçlarına göre belirlenir ve gelecegin gerçeklerine doğrudan etki eder. Geleceği düşünmek, bizi nostaljik hikayelerimizin sorumluluğunu almaya yönlendirir."
Svetlana Boym
Nostalji ve Onun Huzursuzlukları
(İngilizce aslından çevrilmiştir)

Gelecek için Anılar Atölyesi, katılımcıların çocukluk ve gençlik anılarına odaklanarak hayatlarımızda geride bıraktıklarımızı, özlem duyduklarımızı veya mekanlar üzerinden hala yaşamaya devam edenleri, Ankara odağında düşünmelerini amaçlamaktadır. Bu perspektifle, anılarımızın günümüze ve geleceğimize olan etkilerini değerlendirirken aslında bu güçlü imgelerin geleceğe nasıl yön verebileceğini yaratıcı araçlarla düşünmeyi hedefler. Atölye, Ankara ile bağdaşan anılar odağında geleceğe dair kolaj, anlatı, şiir, mektup ve haritalama yöntemleri ile yaratıcı ürünler ortaya koymayı planlamaktadır.

"Bellekteki Ulus", "Yenişehir Hikayeleri" ve "RengAhenk Ankara" atölye çalışmalarının ardından bu yıl "Gelecek için Anılar" atölyesi, Ankara`nın bizlere bıraktığı izlerin, özlemlerin, yaraların, eksiklerin, beklentilerin peşine düşüp geleceğe dair umutlarımızı keşfetmeyi amaçlamaktadır.    

Geleceğe geçmişimizden ve bugünümüzden bakmaya heyecan duyan, hayal gücü yüksek katılımcıları atölyemize davet ediyoruz. Katılımcıların photoshop ve illustrator temel bilgisinin olması atölye üretim süreçlerine katkı sağlayacaktır.

2. Botanik ve Buluntu İzlerden Blueprint Haritalama

Yürütücüler: Naz Önen, Zeynep Üçöz

Kapsam: 1842 yılında cyanotype fotoğraf baskı yönteminin ve aynı zamanda Blueprint`in mucidi Sir John Herschel`in geliştirdiği yöntem; teknik çizimin ışığa duyarlı sayfalar üzerine kontak baskı işlemi kullanılarak çoğaltılmasına dayanır ve bu teknik, sınırsız sayıda kopyanın hızlı, doğru şekilde ve el çizimine göre oldukça düşük maliyetle üretilmesine olanak sağlar. 

Herschel`in yöntemini benimseyen yakın aile dostu Anna Atkins; algler ve botanik bitkilerle ürettiği kontak fotogram baskılarıyla hazırladığı ve dünya genelinde fotoğrafik görsellerle resimlenen ilk kitap olarak kabul edilen "Photographs of British Algae: Cyanotype Impression" başlıklı eserini üretir. Kitabın çeşitli kopyaları günümüze kadar korunmuştur. Günümüzde artık alternatif fotoğraf baskı yöntemlerinden biri olarak düşünülebilecek Cyanotype yöntemiyle halen çeşitli deneyler, fotoğraf ve fotogram üretimleri devam etmektedir. 

Viktorya döneminde yaşamış Anna Atkins`in botaniğe olan ilgisini ve yıllar boyunca devam eden üretimlerinde yaşadığı süreci deneyimleyebilmek adına atölye çalışması, Atkins`in tasnifleme merakını ve üretken adımlarını takip ederek, bugünün manzarasına benzer bir bakış sunmayı hedefler. Buradan hareketle, Cumhuriyet`in ilk yüzyılına ve gelecek yüzyılına odaklanan atölye çalışması kapsamında, toplayıcılık ve haritalama deneyimleri ön plandadır. 

Atölye katılımcıları, Cumhuriyet ve Ankara tarihinde önemli bir yeri olan Botanik Parkı`nı rota edinerek, iki farklı kolaylaştırıcı eşliğiyle yürüyüş rotasını deneyimleyecek ve haritalama yapabilecektir. Atölye çalışmasının ilk gününde, belirlenen yürüyüş rotası üzerinde atölye katılımcıları tarafından botanik malzemeler ve çeşitli atık nesneler toplanacak ve yerleri kaydedilecektir. Bu süreçte; seçilen bölgeye, botanik dokunun karakteristiğine ve buluntu malzemelerin kalıcılığına yönelik olarak atölye yürütücüleri katılımcıları yönlendirecektir. 

Atölyenin ikinci gününde toplanan botanik malzemeler ve buluntu nesneler ile, yürüyüş gerçekleştirilen bölgenin iki farklı haritası hazırlanacak, tasarlanan haritalar cyanotype yöntemiyle blueprint olarak hayata geçirilecektir. Bu sayede; yüzyıllardır insanlığa yoldaşlık eden botanik doku ve yüzyıllar boyunca insanlığın izlerini aktaracak endüstriyel atıklar, iki farklı yüzyılın haritaları olarak görünürlük kazanacaktır. 

3. İkinci Yüzyılda Modernist Kentlerin Geleceği

Yürütücüler: Ahmet Onur Altun, Onur Atay > Urban.koop 

Modern Mimarlık Tarihinin Dijital Korunması üzerine yöntemler, pratikler ve denemeler.

Türkiye`de erken Cumhuriyet dönemi ve sonrasındaki izleği oluşturan modern mimari kültür, bugün, kentsel kültürü ve tarihi korumaya yönelik başlıklar arasında öne çıkmaktadır. Yoğunluğunu hala Ankara`da koruyan, diğer birçok büyükşehirde ve kentsel alanda temsili bulunan modernist yapı dili, bugün itibariyle ‘yeniden` keşfe konu olmakta ve sürdürülebilirliği hem teknik hem de genel geçer değerlendirmelerde tartışılmaktadır.                           

Bu bağlamda planlanan atölye çalışmasının ilk aşaması, öncelikle katılımcılara modern mimari kültürün kentsel alandaki mevcut boyutuna, kentsel büyümede konumlandığı yere ve belli başlı örneklere odaklanarak bir anlatı oluşturacaktır. Atölye çalışmasının ilk kısmında bu anlatı, katılımcılarla birlikte takip edilecek ve modern mimarlığın dünü ve bugününe dair ortak bir ‘pano` oluşturulacaktır. Bu panonun dijital boyutta oluşturulması, video, fotoğraf ve benzeri içeriklerle kurgulanması ve interaktif bir şekilde sergilenmesi hedeflenmektedir. Bu aşama, atölyenin ilk ayağını oluşturacaktır. 

Atölyenin ikinci ayağında, modern mimari kültürün fiziksel alandaki bozulması, korunma girişimleri ve mevcut mimari kültür içerisindeki gidişatı incelenecektir. Bu kısa girizgahtan yola çıkarak, atölyenin esas ürününü oluşturacak olan ‘kentsel kültürün dijital ortamda korunması` başlığı üzerinden, katılımcılar farklı gruplar içerisinde çözüm önerileri oluşturacak, bu çözüm önerilerinin hangi araçlarla uygulanabileceğine yönelik yol haritaları üretecektir.

Atölye genel anlamda, kentsel alanda önemli bir yer tutan, ancak mevcut konut ve mekan ekonomisi içerisinde giderek yok olan örneklerin ve yerleşimlerin bellekte nasıl arşivleneceğine yönelik yenilikçi yöntemleri tartışma, kurgulama ve sergileme amaçlarına odaklanır.

4. Katılımcı Kent Düşü Örneği: Batıkent

Yürütücüler: Emre Güzel, Gizem Cebeci, Zeynep Aybüke Mutlu > Roof Coliving

Ankara`nın geçmişinden ilhamla konut ve katılımcı planlama ekseninden geleceğine öneriler.

Katılımcı planlama ve konut çalışmaları ile kuram kurucu uygulama olarak bilinen Batıkent, Ankara`nın geçmişinde dayanışma, katılım, insan odaklı tasarım gibi kelimelerle akla gelen bölgelerden biri. Ankara`nın belleğinde olan bu pratikleri tekrar hatırlayarak, deneyimleyerek, Ankara`nın geleceğine birlikte öneriler sunacağız.

Alice Harikalar Diyarı`nın evrensel anlatısının perspektifinde, Alice`in beyaz tavşanın peşinden gitmesiyle deneyimlediği yeni maceralardan, karşılaşmalardan ilhamla Ankara`nın belleğinde olan Batıkent`te beyaz tavşanın peşinden gideceğiz. Katılımcı konut planlaması ve uygulamasında öncü örnek olan Batıkent`in yarattığı etkiyi deneyimleyeceğiz, deneyimleyimlerimizi hikayeleştireceğiz ve anlatılarını kurgulayacağız. Çok katmanlı Batıkent Atölyesi farklı disiplinlerden bütün yaratıcılara açık. Batıkentte yaşamış, bilgisi veya deneyimi olan katılımcılar atölye seçiminde önceliklendirilecektir.

Batıkent Atölyesi 3 oturumdan oluşmakta; 

1. Katılımcı Rota Hazırlığı (online): Beyaz tavşanın peşinden gideceğimiz Batıkent rotasını katılımcılarla birlikte online`da çıkaracağımız bir oturum. 2 farklı rotayı deneyimlemek adına check pointlerin seçilme nedenleri ve hikayeleri ile katılımcılarla 2 farklı tip Batıkent rotası dijital çıkarılacak.

2. Batıkent Rota Deneyimi (Buluşma Yeri: Roof Coliving Topluluk Evi): Atölye katılımcıları ile çıkarılan keşif rotaları Batıkent`te kolaylaştırıcılar eşliğinde deneyimlenecek. Yürüyüş sırasında yaptıkları keşiflerin hafızasını tutabilmek için fotoğraf çekimleri gerçekleşecek. Yürüyüş sonrası deneyimleri konuşmak, beyaz tavşanın peşinden giderkenki sürecimizi aktarmak adına Roof Coliving Topluluk Evi`nde paylaşımlar gerçekleşecek.

3. Hikaye Yazım Atölyesi (Etkinlik Yeri: Roof Coliving Topluluk Evi): Katılımcıların çektiği fotoğraflar ile Batıkent`te deneyimledikleri konut ve kent yaklaşımına dair hikaye kurgusu çıkarılacak ve gruplar halinde kendi hikaye kitaplarını oluşturacaklar. 

5. Varsayalım ki / What if

Yürütücü: Furkan Türk, Arzu Azın, Beyza Erdoğan

"Ortada tek bir doğru varsa, sonsuz eğriler hesap sorar sana."

Alınan her karar ile birlikte gerçeklik paramparça olur. Sapmayı tercih ettiğiniz her sokak, bir diğerinin varlığını yok eder. Sonsuz eğriler arasında seçtiğiniz tek bir doğru, diğer tüm olasılıkların varlığını tehlikeye atar. Sürekli bir olasılıklar silsilesi içerisinde alınan kararlar ve gidilen sokaklar her zaman bir diğerinin ihtimalini zihinde yaşatır, kendi evrenini kurar ve belki de orada yaşar.

Alınan her karar ile birlikte gerçeklik paramparça olur. Tüm bağlamlar bir anda değişir, bir anda yok olur, bir anda ortaya çıkar. Yaşamaya çalıştığınız sokaklar ansızın sizin değildir artık. O da değişir ve yok olur. Neticede her şey "ihtimaller okyanusunda çok bilinmeyenli denklemlerden" oluşmakta.

Peki ya öyle olmasaydı?

"varsayalım ki," atölyesi alternatif bir gerçeklik üzerinden bir ihtimalin izini sürer. Gecekonduyu merkezine alan atölye, Ankara`da gecekonduların varlığını sürdürdüğü ve yeni bir bağlam yarattığı gerçeklik üzerinden bir varsayım yapar ve bunun olasılığını inceler. Ankara için önemli bir kentsel dokuyu ifade eden gecekondular, yalnızca Ankara için değil Türkiye ve dünya için de özgün bir kentleşmenin tasvirini yapmaktadır. Ankara`nın önemli bir gecekondu bölgesi olan Kale Mahallesi`nde dönüşmüş olan gecekonduların izini süren atölye, sonrasında bu bölgelerde dönüşüm olmasaydı, ya da daha farklı bir dönüşüm olsaydı neler olabilirdi sorusuna spekülatif yanıtlar arar. Bu olasılığın ve alternatif gerçekliğin imajlarını ise yapay zeka ile birlikte ortaya koyar ve bunları "varsayalım ki, böyle olsaydı." mesajı altında vermeye çalışır.

6. Kent Sahnesinde Alternatifler: Oyunla Geleceği Düşünmek

Yürütücü: Ayşecan Akşit

‘‘Şehirler, herkes için bir şey sağlama kabiliyetine sahiptir lakin herkes tarafından oluşturulduğunda.``  der Jane Jacobs.

Kentsel mekana dair karar alma süreçlerine katılım konusu uzun zamandır tartışılmaya devam ediyor. Ancak bilimsel bilgi ile kişisel çıkarların çakıştığı noktalarda katılıma gölge düşebiliyor. Verilen kararların nasıl sonuçlar doğuracağına, kenti gerçekte nasıl şekillendireceğine dair bir oyun oynarsak belki herkes için oluşturulmuş kentlerde yaşamaya bir adım daha atabiliriz. "Kent Sahnesinde Alternatifler: Oyunla Geleceği Düşünmek" atölyesinde Ankara`nın yeni yüzyılı için sergi katılımcılarının farklı ihtimalleri keşfedeceği bir oyun hazırlamayı düşünüyoruz. Kente dair karar alma süreçlerinde ihtimalleri sorgulayıp bu ihtimallerin sonuçlarını öğreten ve sonrasında tüm kullanıcıların bir aktör olarak sürecin içerisinde yer aldığı bir ihtimali deneyimlemek, bildiklerimizi unutmak, hayal edemediklerimizi keşfetmek, yeni yüzyıla dair alternatifleri birlikte düşünmek için bir araya geliyoruz.

7. Superstudio possibilità

Yürütücü: Cihat Baluken

Politik olarak sıcak geçen ve anarşizmin yükseklik kazandığı 1960`ların Avrupa`sı, mimarlık camiasında ikonik mimarlık ekiplerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Modernizm dâhil geçmişin getirdiği tasarım kabullerini yerle bir eden yaklaşımlar sergileyen mimarlık kolektifleri, kendilerini radikal mimarlık veya anti-mimarlık grupları olarak konumlandırdı. Superstudio, Archizoom, Gruppo 9999, Archigram gibi kolektifler, Le Corbusier`in 1930`larda başını çektiği modern mimarlık akımına şüpheyle yaklaşıyor ve yeri geldiğinde kendi işlerinde ironi konusu haline getiriyorlardı.

1966 yılında Floransa`da ortaya çıkan mimarlık kolektifi Superstudio toplum, mekan ve çevre arasındaki ilişkiye dair ağır eleştirisini, 1969 yılında kente dair ortaya çıkardığı ilk eserler bütünü olan The Continuous Monument (Il Monumento Continuo) projesinin sergisinde kayıt altına almıştı. Mimarlığın herkese hizmet etmesi gerektiğini düşünüyor ve herkese hizmet edecek tek tip bir temel oluşturmak için ikonik yapıları ve doğal formları devralan ütopik ızgaralı bir yapı öneriyorlardı. Bu ekibin fikirleri sadece basit olarak binaları hayal etmiyordu; mimarlık mesleğinin ve inşa edilmiş çevrenin geleceğinin nasıl görünebileceğini yeniden kurgulamaya çalışıyordu. Fantastik kolajlar, soyut fikirler ve ızgaralı görseller, tasarım ilkelerini ve bir şekilde geleceğe dair umutlarını temsil ediyordu.

Superstudio`nun sosyal eşitsizlikleri ortadan kaldırma ve herkese eşit hizmet edecek mekanları oluşturma çabasına dair ütopik çalışma veya yöntemleri, sosyal eşitsizliğin ve çevre bozgununun derinleştiği günümüz Ankara`sında uygulanarak tartışmaların derinleşmesine katkıda bulunabilir. İtalyanca`da olanaklar anlamına gelen possibilità`dan adını alan atölye, Superstudio`nun yürüttüğü 1960`lı yıllara ait bu avangart, kimi zaman sıkıcı ama bir o kadar da keşmekeşlik (disorder) taşıyan yaklaşımına sahip çıkarak bugünden geleceğin Ankara`sının olanaklarını negatif ütopyalar ile ortaya çıkarmak istiyor. 

8. Başkalarının Anılarına Bakmak

Yürütücüler: Bahadır Duman, Ceren Gamze Yaşar, Pelin Kılıç  

 "Beni hoyrat bir makasla
Eski bir fotoğraftan oydular."

" Bütün hafızalar bireyseldir,
başka bir şeye indirgenemez;
kişinin kendisiyle birlikte ölüp gider."

Tanımadıklarımızın fotoğraflarında ne buluruz? Nedir etkileyen bizi bu fotoğraflarda? Gözlerimiz hiç tanımadığımız insanların anılarını toplar. Ceplerimiz tanımadığımız insanların fotoğraflarıyla dolar, bazen saklarız hatta sergileriz. Kişisel tarihimize ait fotoğraflar, aile portreleri, güzel geçirdiğimiz bir günden anı, kentsel coğrafyaya ait yeni perspektifler mi? Ne görüyoruz bu fotoğraflarda? Kişisel tarihimizin bir günü aynı zamanda öğrenmek istediğimiz Ankara`nın güzel günleri miydi? Kişisel tarihimizden, anılarımızdan geriye ne kalabilirdi? 

Anılarımızdan kent belleğine uzanmayı amaçlayan bu atölye kapsamında geçmişin fotoğraflarla aktarılan hafızasına yeniden bakacağız, bugünün hafızası olabilmek adına geleceğin buluntu fotoğraflarını şimdide üreteceğiz. Birlikte oluşturacağımız görsel zaman makinelerimiz ile katılımcıları anılarla geleceğe yolculuk yapmaya davet ediyoruz.

9. Hayal-i muhal

Yürütücüler: Esma Burcu Havasi, Gizem Büyücek, Sezen Savran Penbecioğlu

Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda olduğu gibi "cumhuriyetin yeni yüzyılına" dair de büyük beklentiler söz konusu. Bu durum, sembolik eşikleri aşmanın illüzyon yaratan ve kaçınılmaz olan etkilerinden biri. Ancak günün sonunda beklentiler ne kadar yerine gelir, büyük idealler ne kadar gerçekleşir? Belki de asıl soru budur. Bu sorunun cevabını arayacağımız yerin sokaklar olduğunu düşünüyoruz. Çünkü gündelik yaşam perspektifinden baktığımızda, sokaktaki mekanda ve sokaktaki insanda o büyük ideallerin yansımalarını görmenin mümkün olup olmadığı önem kazanır. Tarzımızın "spekülatif kara mizah" olacağı bu atölyede gelecekteki olası Ankara`ya ilişkin bazı sorular soracağız. Örneğin Jansen bugün Ankara`yı planlasa neler olurdu? Yeni yüzyılda Cumhuriyetin ülküsü başkent, tersi yönde hareket edip sakinlerinin sıkça ifade ettiği gibi "büyük bir köye" dönüşecek ve gerçekten de herkes birbirini tanıyacak mıydı? Sokakta yeni tabelalar nasıl olacak, sokak yazıları bize ne anlatacak, bugünün tartışmalı mekanları yarın nasıl şekillenecek vb… Bizim gibi bu soruların cevaplarını bulma konusunda motivasyon taşıyan katılımcıları atölyemize bekliyoruz.

10. "Yeniden İnşa Günlüğü"

Yürütücüler: Açık Atölye Ankara

Bu günlük; imkansızı mümküne, mümkünü imkansıza, karşılaşmaları ve rekabeti yok ve var etmeye, şehrin sonsuz olasılıklarını farklı benzetimler ile yeniden yazmaya odaklanmıştır. Şehri okumaya davetlisiniz.

Bu iş; çözümlemeyi izleyene bırakan 4 olasılık çerçevesi (matematiksel-taktiksel oyunlar, kod, mors alfabesi, satranç hamleleri vb.) referanslar üzerinden tasarlanacaktır.

Ayrıntılı bilgi ve katılım formu için tıklayın


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :