İlk önce resim öğretmenliği bölümüne başladım ama daha sonra bu mesleği yapmak istemediğime karar verince tekrar sınava girdim ve iç mimarlığı kazandım. İkinci sınıftayken staj için Tanju Özelgin'in ofisine girmiştim. Okul bittikten sonra da oraya devam ettim. 5-6 sene Parlak Kırmızı'da Tanju ile çalıştım. 2008'de de Tasarımhane'ye başladım. Oben ile Güzin'i zaten önceden tanıyordum. Mimar arıyorlardı, "ben geleyim" diye espri yapmıştım, onlar da "iyi gel başla" diye espri yaptılar, sonra bir baktık gerçekten birlikte çalışmaya başlamışız.
Tasarımhane çalışma ortamı olarak çok rahat ve güzel bir ofis. İşe ilk başladığım dönemde Güzin'le beraber gece gündüz çalışırdık. Ofis kalabalıklaşınca kendimizi daha disipline soktuk, daha saatli çalışmaya başladık. Vizyon olarak aslında hep aynıydık, iyi işler yapıyorduk ama metrekareler büyüdükçe biz de sayıca büyüdük. Ama genel olarak bir çekirdek kadromuz hep var. Satış kısmında benden daha eski arkadaşlar da var ama tasarım ekibinin en eski üyesi benim.
Bu ofis dışında, hem depo hem atölye olarak kullanılan beş katlı büyük bir yerimiz var. Biz medikal kısmına da konsept projeler hazırladığımız için tasarımları yapıp üretim çizimlerini hazırladıktan sonra çok az kalemi dışarıda yaptırıyoruz. Genelde üretimden boyasına kadar her şey bizden çıkıyor. Ne yaptığımızı bildiğimiz için de süreci takip etmek kolaylaşıyor. Nerede hata çıkar, nerede çıkmaz biliyoruz. Üretimleri kuran personel de bizden olduğu için, senelerdir aynı dili konuşuyor, birbirimizi çok iyi anlıyoruz.
PTT Pul Müzesi'nde de teknoloji ve bazı mobilyalar hariç, mekanın % 90'ını biz tasarlayıp ürettik. Farklı binalar olduğu için çok kot farkı vardı ve zeminde bazı sorunlar çıktı. Onun için de çok araştırma yaptığımızı hatırlıyorum.
Ben hiç tek disiplinli bir yerde çalışmadım. Burada iki sektörle haşır neşiriz; hem stand, hem müze. Standlardaki sök-tak mantığı müzeye de yansıyor, iki disiplini birleştiriyorsunuz. Bu koşturma, kargaşa hoşuma gidiyor. Şu anda ağırlıklı olarak müze yapıyoruz ama geçmişten gelen işbirlikleri nedeniyle medikal firma standları tasarlamaya da devam ediyoruz. Klasik bir stand firması değiliz ama medikal müşterilerimizin sayesinde sergileme konusunda ciddi deneyim kazandık.
Medikal firmaların yanı sıra Türk Hava Yolları, BASF, Akçansa gibi büyük müşterilerimiz de var. Önce bize ne yapmak istedikleriyle geliyorlar. Biz de onu elle tutulur hale getiriyoruz. Zaten çok profesyonel oldukları için ne yapmak istediklerini biliyorlar. Biz de tasarımcılar olarak önce projeyi çok iyi anlayıp ondan sonra işe koyuluyoruz. Genelde bizim yaptığımız projelerde, uygulama ile ilk tasarım arasında çok az fark olur. Bu da çok fazla araştırmamızdan kaynaklanıyor. Çok yoğun olduğumuz için teslim tarihini referans alıp programı onun gerisine yayarak nasıl işler yapabileceğimize, neyi nasıl sunacağımıza bakıyoruz. Tasarım ekibi olarak, konsept projeleri daha hızlı çıkarabiliyor, kısa sürede bilgisayar ortamına geçirebiliyoruz.