Tekeli-Sisa Mimarlık Ortaklığı
Foto: Dilgün Saklar, Mehmet Emin Çakırkaya ve Nedim Sisa
Her ne kadar 'kutsal bilgi kaynağı' Ekşi Sözlük'te "yok boyle bi$ii???" ibaresi ile karşılaşsanız da, Doğan Tekeli ve artık aramızda olmayan Sami Sisa, mimarlık açısından Türkiye'nin en uzun soluklu ve özgün pratiklerinden birinin baş aktörleri. 1954 yılında SİTE Mimarlık Bürosu çatısı altında başlayan birliktelik, 2000'de Sami Sisa'nın vefatından sonra, büroda uzun yıllar sorumluluk alan deneyimli üç mimarın ortak olarak katılımıyla birlikte yenilenen organizasyonu ile yoluna devam ediyor.
Pekçok açıdan sınırlı (kimi zaman hiç) olanaklarla kendini yeniden üretmeye, kabuk değiştirmeye çalışan bir ülkede varolabilmek için uzun meslek yaşamlarının önemli bir bölümünün enerjisini yarışmalar için kullanan, buna rağmen varoluşlarının sürekliliği için daha yaşamsal olacak yeni bir platform oluşturabilen bu pratiği, Uğur Tanyeli "Doğan Tekeli-Sami Sisa: Bir Kurumlaşma Öyküsü" adlı yazısında şöyle tanımlıyor:
Foto: Tekeli-Sisa Mimarlık Ortaklığı Arşivi
"Onlar ülkedeki tek 'meşru' üretim biçiminin 'butik' olabileceğini sanan bir camiaya üçüncü sektörün varlığını duyuran ve kanıtlayan ilk tasarımcılar olmuşlardır. Onların Türkiye için çok uzun sayılabilecek meslek yaşamları, başlangıcından bu yana hep aynı kararlılıkla üçüncü sektörün kuruluşuna uzanan bir süreç, başladıkları noktanın koşulları dikkate alınırsa, şaşırtıcıdır".
Mimarlığı toplumsal bir hizmet olarak gören ve tasarımın düşünüp çalıştıkça olgunlaşan, sürekliliği olan ciddi bir süreç olduğu gerçeğinden yola çıkarak, kişisel ve geçici tatminler sağlayan kolay çözümlere, moda biçimlere kapılmadan, zamana dayanıklı, dingin bir mimariye ulaşmayı amaçlayan bu pratiği, aktörlerinden dinledik.
Foto: Tekeli-Sisa Mimarlık Ortaklığı Arşivi