"Yeteneklerinin farkına varmaları için öğrencilerime özgür bir ortam sunuyorum"

07 Kasım 2008

Üniversitede verdiğiniz dersler sayesinde mimarlık öğrencileriyle sürekli iletişim halindesiniz. Okulda öğrencilerinize deneyimlerinizi aktarırken nasıl bir yol izliyorsunuz? Gençlerle bu kadar iç içe olmak sizi nasıl etkiliyor?

Gençlerle bir arada olmayı istiyorum. Benimle çalışıp sonra kendi ofisini açan bir çok genç arkadaşım vardır. Şu anda yarışmalarda bize rakip oluyorlar, hatta zaman zaman önümüze geçenler de oluyor. Bundan ayrı bir gurur duyuyorum. Teknolojinin kullanımı, bilgisayar programları, uygulama aşamasında neler yapılması gerektiği, zamanla öğrenilir. Fakat yetenek öğrenilecek bir şey değildir. Öğrencinin bunun farkına varabilmesi için ona özgürlük ortamı sunmalısınız. Okulda ben buna dikkat ediyorum. Genç arkadaşlarımın yeteneklerinin gelişmesi ve kendilerini güvende hissetmeleri için, mimarlığın maddi kısımları yerine yaratıcı kısımlarından bahsetmeyi özellikle yeğliyorum. Çünkü dört senelik eğitim bütün her şeyi öğretmeye yetmez. Orada neyi öğreteceğiniz önemli. Talebelerimde müthiş bir hayal gücü var. Ben de kendi yeteneklerini keşfetmelerini sağlamaya çalışıyorum. Özgürce düşünüp sınırsızca hayal etme becerilerini geliştirmek istiyorum.

 

Öğrencilerinize ofisinizde staj yapma imkanı veriyor musunuz?

Tabii. Şu anda okuldan bir öğrencim stajyer olarak çalışıyor.

 

 

Türkiye'de insanlar yeteneklerine göre değil de aldıkları puana göre üniversiteye yerleştirilirler. Okulda gözlemlediğiniz kadarıyla gerçekten kaç öğrenci mimarlık bölümüne isteyerek ve severek gelmiş oluyor?

Çoğu eğitim sisteminin kurbanı. Yüzde bir veya ikidir gerçekten isteyerek ve severek gelen. Sadece bakıyor listeye ve ben ne kadar puan alabilirim diyor. Hangi meslekler olabilir? Listeyi açıyor onları yazıyor. Dolayısıyla da bir kısmı mutsuz oluyor. Mimarlıktan hoşlanmayanları görüyorsunuz. Belki başka bir disiplinde çok başarılı olabilecekken, burası ona farklı geliyor. Eğitim sisteminden kaynaklanan bu büyük problemi, sadece mimarlığa indirgeyemeyiz. Diğer meslekler için de bu geçerli. Aslında bir seçim yaptırmak zorunda bırakmayacaksınız. Herkesin istediği bölüme girip deneme şansı olmalı. Kendine uymadığını düşünürse, bölümünü değiştirebilmeli. Yurt dışında böyle olduğu için üniversiteyi bitirme yaşı yüksektir. Biz ise dört senede bitiririz.

 

Mimarlık sanatsal yeteneklerin de öne çıktığı bir meslek dalı. Belki yetenek sınavı bir çözüm olabilir diye düşünüyorum.

Ben tasarım stüdyolarında, talebelerin yeteneklerini keşfetmelerini sağlamaya çalışıyorum. İnanın içlerinde çok iyileri var. Onları gördüğüm zaman rahatlıyorum. Bu yetenekli öğrencilerin bir kısmı da ileri yaşlarda mimarlık yapacak ortam bulamıyorlar. Çünkü mimarlığın bir de profesyonel tarafı var. Sadece yetenekli, üretken, çalışkan olmak yetmiyor. Profesyonelliğin farkına varması için de okuldan sonra biraz çalışması gerekiyor.

 

Türkiye'de ve dünyada mimarlık üzerine yapılan akademik çalışmaları takip ediyor musunuz?

Üniversitede olduğum için takip etmeye çalışıyorum. Akademik çalışmalar üniversitelerin vazgeçilmez parçaları. Ancak Türkiye'de temel problem teori ve pratiğin çok ayrı durmasıdır. Akademisyenler ve pratisyenlerin birlikte üretmeleri lazım.


Yakup Hazan ile Bir Mimarın Hayatı ve Kenti Üzerine
Restorasyon ve Koruma Üzerine...
Çalışanlar ne dediler?
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :