Dr. Mehmet Alper: Projenin, uygulama aşamasıyla birlikte daha ayakları yere basan bir yöne doğru gideceğine inanıyorum.

10 Ekim 2008

MesutT: Projelerin aldığı eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

MehmetA: Böylesi projeler her zaman eleştirilir, buna açık olmak gerek. Ama bizim en büyük eksikliğimiz, bilmeden eleştirmek. Bu proje daha ortaya çıkmadan, kulaktan dolma bilgilerle eleştirildi. Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, bazı entelektüel mimar arkadaşlarımız, belli yerlerde "Tarlabaşı elden gidiyor, napılıyor" şeklinde yaklaştılar. Bir defa böyle bir proje için doğru bir yöntem belirlendi. Organizasyon, grup çalışması belki de bu projenin en iyi taraflarıydı. Projeler, açılan sergide üç aydan uzun bir süre sergilendi. Bunları inceleyenler daha insaflı yaklaştılar. Ama elbette bunların üzerinden prim yapmak isteyen zihniyetler de oldu. Ama unutmamalı; İstanbul'un göbeğinde bir operasyon yapıyorsunuz, kolay bir iş değil. Hepimizin amacı doğruların fazla olduğu bir proje yaratmaktı. Eleştirilerde yasanın yanlışlıklarına çokca değinildi. Ama hangi yasa tam doğru çıkıyor ki, yönetmeliklerle geliştiriliyor.

MesutT: İstanbul'da benzer birçok yenileme alanı belirlendiğini biliyoruz. Sizce Tarlabaşı nasıl bir önerme olacak bunlara?

MehmetA: Herkes, adalarındaki tarihi eserlerin rölevelerine kadar tamamladı. Bunun üzerinden korunacak alanlar ve koruma değerleri daha hassas bir şekilde belirlendi. Herkes projesini buna göre tekrar revize edecek ve tekrar kurula gidecek. Onaylanan proje bir fikir projesiydi, esas süreç bundan sonra başlıyor. Bu rölevelere göre ne nasıl korunacak, o oraya nasıl monte edilecek; mimarlık şimdi başlıyor. Zaten etapların da böyle gelişmesi gerekiyordu. Bugün tek yapı ölçeğinde Koruma Kurulu'na bir proje verseniz, yine rölevesini hazırlıyorsunuz, restorasyon / restitüsyon projelerini yapıyorsunuz, mal sahibinden bir vekalet alıp işini yürütüyorsunuz. Süreç şimdi buna gidiyor. Ama orada tek yapı ile muhatap iken, burada ada ile muhatap olacaksınız. Yasa da bunu getiriyor zaten, yoksa yaklaşım çok farklı değil. Ben projenin uygulama aşamasına geçmesiyle birlikte daha gerçekçi, ayakları yere basan, doğruları fazla bir yöne doğru gideceğine inanıyorum. Bu, İstanbul için çok önemli bir proje. Elbette hatalar olacak; mükemmeliyetçi yaklaşım çok iyi ama o da işleri çıkmaza sokuyor. Doğruları daha fazla olan bir proje elde edilsin, örnek olsun, kamu bunları görsün. Böylece sonraki yenileme projeleri de daha doğru gelişsin. Bizler de İstanbullular olarak zevkle buralara gidelim. 

MesutT: Siz de belirttiniz, dünyada benzer pekçok proje var. Türkiye'de neden bu kadar tedirgin yaklaşıyoruz?

MehmetA: Bizim eksikliğimiz, hep sonradan dahil olmamız. Bunun bir kültür meselesi olduğunu kabul edelim. Rönesans, Floransa'da doğduğunda biz neredeydik, önce onu karşılaştıralım. Biz, kültürün ve sanatın daha çok yeni farkına vardık. Yöneticiler, henüz 2004 yılından sonra bu konulara dikkat etmeye başladılar. Bu bir süreç. Yapmamız gereken, yanlışları olabildiğince azaltmak. Benim, bu konuda herkesten beklentim bu. Gerekirse az yapalım ama doğru yapalım. Mimarlarımız da geçmişi bilmeden geleceği yaratamayacağımızı bilsinler.


Tarlabaşı'na Dair
İlgili Yasalar
Projede Yer Alanlar Ne Dediler?
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :