MesutT: Büroyu kurduğunuz zaman kaç kişiydiniz? Nasıl bir çalışma sistemi oluşturmuştunuz?
Başlangıçtan itibaren hep büyük projeler yaptığımız için her zaman en az 3 – 4 kişi vardı. 1983 yılında Atatürk Barajı projesini yüklendiğimiz zaman biri burası diğeri Gayrettepe'de iki büro olmak üzere ben de dahil 23 mimardık. O sırada Türkiye'de bu kadar büyük bir büro yoktu. O sene aynı anda Atatürk Barajı Tesisleri, Antalya'da tatil köyü, Boğaz'da yalılar, Levent'te 300 konut, Yeşilköy ve Kadıköy'de 50'şer konut projeleri bu bürolarda üretildi. Fakat sonunda bu kadar büyük büro olmanın sıkıntılarını çektim ve 10 kişilik büroyu geçmemeye karar verdim.O zaman işleri daha iyi takip edebiliyorum. Ama bugünlerde gene kadro büyüdü. Aslolan, çok iş almak, çok para kazanmak değil, yaptığın işi doğru yapmak.
MesutT: Büro açmak, mimarlık yapmak için yeterli midir?
Hayır yetersiz, herkes iş kuramaz. Büroda iş beklemekle olmaz. Bir mimar, istediği kadar yetenekli olsun, okul bittikten sonra en az beş yıl iyi mimarların yanında çalışmadan kesinlikle büro açmamalı. Bu büro, 1971 yılında üç arkadaşım tarafından açılmıştı. Ancak sürdüremediler ve kapattılar. Çok iyi mimarlardı ama burada oturup iş bekledikleri için başarılı olamadılar. Aslında ben 1972'den itibaren bu bürodaydım, ama 1974'ten sonra sahibi oldum. Böyle bir büronun arkasında bir sermaye ihtiyacı olduğunu da göz ardı etmemek gerek.
AslıE: İşletme kabiliyeti de gerekiyor değil mi?
Gayet tabii. Yalnız işletmeyi goturmek icin hem mali hem de insan gucu destegine ihtiyaç vardır. Örneğin Bursa'da yürüttüğümüz proje. Bu ay, Bursa'dan büyük bir ödeme yapılacak, ama yapılmadı diyelim. O ödeme yapılmasa dahi, bana çalışan 11 taşeron proje firmasına ödeme yapmak durumundayım. Büyük bir çark bu, birikim gerek.
Onun dışında bir ekip oluşturmadan herşeyi tek başınıza yapmanız bugün icin çok zor. Okulu bitirmeniz demek, o mesleğin eğitimini aldığınız anlamına gelir, fakat meslek adamı olduğunuz değil. Projeyi çizen, belediyede onay icin uğraşan, inşaatı kontrol eden, mali ve hukuk işlerini takip eden, bürodaki haberleşmeyi sağlayan, bir ekip oluşturmak gereklidir.
MesutT: Bir çalışma modeli oluşturmak anlamında kendinize örnek aldığınız birileri oldu mu?
Kafamdaki ideal iyi bir adam, iyi bir mimar olmak ve verilen işi doğru yapmaktı. Mesleğe hızlı başladığımdan bir model oluşturmak icin önceden çok düşünme fırsatım olmadı. Öğrenciyken etkilendiğim mimarlar vardı. Mesela okulu yeni bitirdiğim sıralar Le Corbusier'den, Frank Lloyd Wright'ten çok etkilenirdim. Yapı yapmaya başladıktan sonra Mies van der Rohe' den çok etkilenmeye başladım. Bir de Sedat Hakkı Eldem'in mimarlık disiplininden, sistemli çalışmasından, hiç hocam olmadığı halde çok etkilendiğimi söyleyebilirim.
MesutT: Genel olarak ofis kavramı, gelişen teknoloji ve ihtiyaçlar nedeniyle sabit bir mekan olmaktan çıkıyor ve taşınabilir, esnek bir yapıya bürünüyor. Bunun mimarlık bürolarına yansıması nedir?
Ofis kavramı, küçük iş yapan küçük ofisler icin, home ofis, şantiye ofisi gibi mekanlara taşınabilir. Fakat, kapsamlı büyük projeler aynı mekanda çözümlenmeli, gerektiğinde dışardan destek alabilecek esneklikte olmalıdır.