Sinemanın Bir Başka Hali: İstanbul Kısa Film Festivali
E. Seda KAYIM / 07 Kasım 2008
Festival, 20 yıllık kesintisiz macerasının (şimdilik) son bölümünü izleyicilerle paylaşmak üzere, 6-12 Kasım tarihleri arasında Beyoğlu merkezli üç ana mekanda faaliyette olacak; kısa filmi konuşmak ve ona doymak için yeni bir fırsat sunacak.
Kasım ayının soğuğu ile pastırma yazının sıcağının birbirine karıştığı bir günde, şayet işiniz Galatasaray veya Tünel taraflarına düşmüşse ve hızlı ama telaşsız adımlarla İstiklal Caddesi'nden Meydan'a doğru kalabalığı yararak ilerlemeye çalışıyorsanız, siz de bu festivalin potansiyel ‘av'larından biri olabilirsiniz. Elbette yolun solunda kalmak şartıyla! Çünkü İstanbul Kısa Film Festivali, gösterişsizlikle nitelenemeyecek yalınlıktaki A2 boyutundaki posterleri ile dikkatinizi çekebilir. Sanırım çekmeye çabalamaz ya da istese de yapamaz. Dolayısıyla sizinle doğrudan bir tesadüf ilişkisi içindedir.
Her halükarda size sıcak bir salon, belki bir çay ve bir saate sığdırılmış çok sayıda hikaye sunmayı vaadedebilir. Karşılığında da sizden hiçbir şey istemez. İstemez dediğimiz, istemeyi hiç düşünmediği değildir. Büyümeyi tercih etmediği, ya da belki etse bile onu yaratan gönüllerin sinemaya karşı gönüllerinin büyüklüğü karşısında festivalin büyüklüğünün çok da öneminin kalmadığı için... Dolayısıyla sizinle ancak dolaylı bir çıkar ilişkisi içerisindedir.
Bu sene 20'inci senesini dolduran İstanbul Kısa Film Festivali, onu yaratan ve hala arkasında olan insanlarla birlikte bir anlam taşıyor şüphesiz. Amatörlüğü, kimi organizasyonel sorunları ve sessiz-sakinliği bir eleştiri noktası elbette olabilir. Ama "Elimizden ancak bu geliyor" denilerek sürekli pes edişler arasında geçen bir yirmi yıldan söz ediyorsak, "üçüncü geleneksel"lerin dünyasında İstanbul Kısa Film Festivali'nin hakkını teslim etmek gerekiyor.
Yönetmenlerden Kısa Film Üzerine
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın