Bir yanıyla müze diğer yanıyla ormana benzer olan ve zorlayıcı bir konumda bulunan Museum Forest Anaokulu’nun özgün tasarımı Atelier Apeiron – SZAD mimarlık ofisinin imzasını taşıyor.
Fotoğraflar: ©Schran Image
2021 yılında tamamlanan ve bir yanıyla müze diğer yanıyla ormana benzer olan eğitim yapısı, Çin'in en kalabalık metropolü olan Shenzhen'deki en kural dışı anaokullarından sayılıyor. Atelier Apeiron baş mimarı Yunchao Xu’nun belirttiği üzere, anaokulları için önceden belirlenen prototip plan şemasını takip etmek yerine, arsa ile konumdan gelen zorluklar ve çocuk ile öğretmenlerden alınan ilhamla özgün bir tasarım gerçekleştirildi. Bunun sonucunda da, çocuklar için yıllanmış ağaçlarla çevrili küçük ölçekli bir kasaba örneği elde edildi. En zorlu koşulların en sıra dışı tasarımları ortaya çıkardığı kuralı kendini bu projede de fazlasıyla kanıtlamış gibi. Bu açıdan benzer birçok yoğun ve sıkışık yapılaşma örneği gösteren İstanbul için de incelenmeye değer bir proje.


1980’li yıllarda Shenzhen’de inşa edilen ilk toplu konut bölgesinde yer alan anaokulu, bu yıllanmış semtte yaşayan çocuklar için tersine çevrilmiş oyun tahtası ilkesiyle yenilendi ve genişletildi. Yerleşkenin kuzey tarafında, güney cephesinde düzensiz hatlarıyla konutlara çok yakın olan eski bir bina yer almaktadır. Geleneksel dikdörtgen şablonu devam ettirmek yerine, farklı yönlerde bir dizi eksen düzenlenerek yeni bina ile üzerinde bulunduğu arsa arasında geometrik bir ilişki geliştirildi. Bu çözüm, sınıfları semt sakinlerinin ve ana yolun etkilerinden koruyan en iyi yöntem de oldu. Bu tasarımda eğitim blokları arasında yer alan boşluklar, tüm yerleşkede akıcı geçişler sağladı. Eski bina ile kurulan yeni ilişki sayesinde oluşan oval avluda, çeşitli etkinlikler düzenlenebilmektedir.



Shenzhen, Çin'in en yüksek mekânsal yoğunluğuna sahip şehridir ve söz konusu arsa da yoğunluğun en yüksek olduğu eski bir yerleşiminde yer almaktadır. Bu nedenle çocuklar art arda dizilen sınıflar yerine küçük kasaba benzeri bir yerleşkeye ihtiyaç duyuyordu. Mimar da buna cevap olarak yeşil ağaçlarla çevrili blokların yumuşak bir şekilde yükseldiği ve birbirine iç açıcı şekilde akan alanların bu eski semte neşe ve mutluluk kattığı doğal ve organik bir düzenleme seçti. Doğa, her bir sınıfı çevrelemektedir. Sınıflar arasındaki betimlenmemiş alanlar ise küçük veya büyük, dar veya geniş, yukarıda veya aşağıda olacak şekilde birbirinden çok farklı tasarlanmıştır.



Jeneratif (yaratıcı/üretken) bir müfredatla birleştiğinde, bu farklı alanlar çocuklar ve öğretmenler tarafından günlük yaşamda yeniden tanımlanmakta ve deneyimlenmektedir. Yerleşke sadece bir durağan bir oyun alanından ibaret değildir, anaokul sakinlerinin her birinin varlığıyla oluşan canlı bir topluluktur. Köprüler ve platformlarla birbirine bağlanan ve kaydırılarak düzenlenen dört kübik ünitede, üst üste dizilen üç katlı standart derslikler yer almaktadır. Gün boyunca ışık ve gölge oyunları güneşin açısıyla ile birlikte değişmektedir. Havanın kararmasıyla birlikte gizemli ışıklar yaymaya başlayan kübik üniteler, çocuklar için eğlenceli bir labirente dönüşmektedir.




Bu anaokulunda gökyüzünü, güneş ışığını, beyaz bulutları, ağaçların gölgelerini ve kuşları görebildiğinizden, sınıflardan dışarı çıkmak çok doğal bir deneyimdir. Doğayla iç içe olabilir, saklambaç oynayabilir, kumdan kaleler inşa edebilir, balık tutabilir, yaprak toplayabilir ve çadır kurabilirsiniz, aynen ormanda olduğu gibi. Bu yeni bloklar sadece eğitim veren sınıflardan oluşmamaktadır, hepsi bir arada sürprizler, gizemler ve maceralarla dolu küçük ölçekli bir müze kasabası gibidir.




Gündüzleri güneş sürpriz ışık gölge oyunları oynamakta, akşamları ise parlayan kübik üniteler cezbedici ışık labirentine dönüşmektedir. Tümüyle ekolojik orman benzeri alan ilkesine göre tasarlanan binada yeterli gün ışığı ve doğru havalandırma sağlanırken, karbon emisyonu en düşük düzeyde tutuldu. Hava ister güneşli, yağmurlu veya nem oranı yüksek olsun, bina yazın serin ve kuru, kışın ise sıcak ve nemli kalmaktadır.

Yapının blokları da orman alanı ilkesine göre yeterli gün ışığı alacak, doğru havalandırma sağlayacak ve aralarında doğru akışı oluşturacak şekilde tasarlanmıştır. Hassas aydınlatma simülasyonu hesaplamaları sonucunda elde edilen özel açılara göre yerleştirilen bloklardan her biri komşu sınıfa etkili bir gölgeleme sağlamaktadır. Bloklar arasındaki geçirgen alanlar binanın doğru havalandırmasına önemli katkıda bulunurken, Shenzhen sıcak yaz aylarında bile sınıfların iç mekân sıcaklığı iklimlendirme olmaksızın 27 derecenin altında tutulabilmektedir.
Haber Archdaily ve Architizer’dan çevrilerek derlenmiştir.