TBMM içerisinde bulunan tasarımı Behruz Çinici ve Can Çinici'ye ait olan Meclis Cami'sini mahkeme yolu ile yıkılmaktan kurtaran Mimarlar Odası Ankara Şubesi, bir bütünlük içerisinde tasarlanan Meclis Camisi ve Halkla İlişkiler Binasının taşıdığı değer ve geleceği üzerine panel gerçekleştirdi.
Kentliler ve mimarlar tarafından yoğun ilgi gören panelde Prof. Dr. Berrin Gür moderatörlük yaparken, açılış konuşmasını ise Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan yaptı.
"Bugün TBMM Camisi tescillenmiş ise bu süreçte mimarlık örgütlerinin dayanışma içerisinde olmasının önemi büyüktür"
Candan, TBMM Cami ve Halkla ilişkiler Binasının korunması için uzun erimli bir süreç yürüttüklerini, Koruma kuruluna tescil başvurusu yaptıklarını, yapılar tescillenmeyince hukuksal sürece taşıdıklarını, o dönemde Meclis Başkanı olan Cemil Çiçek ile görüştüklerini ifade ederek, "Bugün TBMM Camisi tescillenmiş ise bu süreçte mimarlık örgütlerinin birlikte dayanışma içerisinde olmasının önemi büyüktür. Halkla ilişkiler binasının da yine bu kapsamda bütünlük içerisinde korunması için çalışılacağız" dedi.
"Topografyanın içine saklanan mekan ile insanın bir yalnızlık içinde kalması hedeflenmiştir."
Panelde, konuşmacı olarak Prof. Dr. Aydan Balamir, Meclis Cami'sinin mimarlarından Can Çinici, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ve hem mimar hem İstanbul CHP milletvekili olan Gülay Yedekçi katıldı. Meclis Cami'si ve Halkla İlişkiler yapılarının mimari özelliklerini anlatan Prof. Dr. Aydan Balamir, Meclis Cami'sinde esas vurguların ibadet mekânında olduğunu söyleyerek, "Camide minare yerine, esin verici ulvi şeylere daha yakınlaştırıcı şekilde bir kavak ağacı bulunmaktadır. Cami topoğrafyayı avantaja dönüştürür, arka kısmı daha toprağa gömülüdür. Topoğrafyanın içine saklanan insanın bir yalnızlık içinde kalmasını hedeflemiştir. Plan olarak ince ve uzun olduğundan aslında kolonlardan arındırılmış bir Ulucami modelidir. Bildiğimiz Osmanlı revakı vardır yalnız kolonlar yoktur. Mihrabın şeffaf olması örneği olmayan bir şeydir. Osmanlı camileri ışıl ışıldı, Osmanlı camilerinde genelde çok pencere ve kıble duvarı ve mihrapta çiniler kullanılır. Tepe ışıkları ve şeffaf Mihrap ile aynı ışıltı sağlanmıştır. Modern mirasın korunmasında gerçekten sorunluyuz. Modern mimarlığı korumanın henüz sevilmeyeni korumaya çalışmak olduğunu kabul edebiliriz. Artık bir Bedestenin yıkılmasını istemiyor kimse, bu bilinç oluştu. Ama hala sevilmeyen bir mimari var, modern mimarlık. Bunları korumak gerekli" ifadelerini kullandı.
"Holzmeister ile birlikte çalıştık"
Meclis Camisinin mimarı Can Çinici ise panelde anlattıklarıyla katılımcıların binaların yapım süreçlerine tanıklık etmesini sağladı. Aynı zamanda Halkla İlişkiler Binası ve Meclis Camisi yapılarının babasıyla birlikte tasarlayan Behruz Çinici'nin oğlu olan Can Çinici, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kampüsünü tasarlayan Clementz Holzmeister ile anılarını da aktardı. "Holzmeister ofise davet edilirdi, büyük bir heyecanla ağırlardık. Halkla ilişkiler binasının meclisin merkezinde olması o dönemde tartışıldı ama merkezde olması önemlidir. Amaçlanan, halkı kampusu içine almak ve o aks içerisinde hareket ettirmekti. Meclisin tam merkezinde halkın gezmesi önemli. Cami'yi tasarlamaya başladığımızda aralarında 30 yıl yaş farkı, bakış açısı farkı olan baba oğul olarak çalışmaya başladık. Olamayacak fikirleri törpülemek isterken, tecrübeleri varken beni de hiç örselemediği bir durumu birlikte paylaştık, yaşadık. Caminin ilk planı kareydi. Işığı dramatik bir şekilde kullanmamak için hassas bir denge ile çok tartıştık. Işığı çok önemsedik .7 ay kıble üzerine çalıştık. Uygulama projelerine başladık. Sonra kıble yanlış dediler. Bir mihrap krizi yaşadık, biz bu mihrabı değiştirmek istiyoruz dedik. Meclis, mimari süreçte herşeyi anlayışla karşılayarak çok büyük destek oldu. Ödenek çıkartıldı, sonra yeniden yaptık. Kubbesiz, minaresiz camii gibi eleştiriler aldı oysa her ikisi de aşırı stilize edilmiş biçimde tasarımda var. Minare olarak selvi ağacı aradık, ama bir kavak bulunabildi, kavak ağacı dikildi. İnanmak önemli, ağacı diktiğimizde ikna olundu."