Rami Kütüphanesi

Rami Kütüphanesi'nin hikayesini Han Tümertekin anlatıyor:

Duvarları “kitaplarla” kaplı bir evde büyüdüm ve mimarlık eğitimimi İstanbul Teknik Üniversitesi’nde, mimarlık okuluna dönüştürülmüş bir “kışlada” aldım. "Rami Kütüphanesi (Kışlası)” projesi bu iki tanıdığım dünyayı bir araya getireceği için heyecan vericiydi. Rami Kışlası 1770’lerde inşa edilmiş ve yaklaşık 40.000 metrekare alana sahip. Program, “El yazması eserler”, çocuk ve yetişkin kütüphaneleri ile okuma odalarından oluşuyor. Ayrıca avlunun altına yerleştirdiğimiz, ziyaretçiler tarafından da izlenebilen bir kitap deposu içermekte. Tek katlı yüksek hacimlerden oluşan yapı 50.000 metrekare ilk bit avlu çevresinde yer almakta.

Mimari yaklaşımımız benzer her durumda yaptığımız gibi, tarihi yapının özgün mekansal kalitelerini ortaya çıkartmak ve en az fiziksel müdahale ile yeni işlevlerini yerleştirmek şeklinde özetlenebilir. Yapı zaman içinde uğradığı değişikliklerden arındırıldıktan sonra yeni programın gerektirdiği şekilde bölgelere ayrıldı. Bölgeler arasındaki ilişki yaklaşık beş metre genişliğinde ve 1,4 km boyundaki bir koridor ile kuruluyor. Bu büyüklükte bir alanın yalnızca dolaşıma ayrılması yerine bir bölümünü amfiteatro gibi basamaklandırarak “informal seating” için alan yarattık.

Hacimlerde ise yeni işlevlerin yerleşebilmesi için asma katlar eklenmesi gerekti. Bu katların taşıyıcı sistemi kitap raflarının taşıyıcıları ile birlikte kurgulanarak ve tasarlanarak mekan bütünlüğünün zedelenmemesi sağlandı. Yirmi beş yıl önce bir kitabevi için tasarlamış olduğumuz kitaplık sistemini bu projede de kullanarak iyi tasarımın sürdürülebilir olduğunu bir kez daha gördük.

Vaziyet Planı