FerahFeza

‘i-am’, İstanbul yeme-içme hayatının profesyonel adlarının içinde bulunduğu bir ekip için marka ve mimari diliyle ayrışacak bir restoran-bar tasarladı; akılda kalıcı yemek yeme deneyimini destekleyecek, etkileyici bir fon yarattı. Bir yanda deniz, boğaz ve tarihi yarımada; öte yanda tarihi kent merkezi, Galata ve Beyoğlu manzaralı iki terasıyla kaotik kent yapısı ve olağanüstü İstanbul manzarasını aynı anda içinde barındıran mekân; ismiyle de müsemma. Tasarım da mekânın “Ferahfeza” adını yansıtacak şekilde kurgulandı. Karaköy’ün ruhuna ve içerideki yeme-içme deneyimine eşlik etmek üzere sakin ve kalıcı öğelere odaklanıldı. Lezzet konusunda uzman ekibin “yemek şovu”, açık mutfak; mekânda tasarımı besleyen temel öğe olarak belirlendi ve mekânın merkezine yerleştirildi.



Birebir eskitilmiş ve antika iç tasarım unsurları ve mobilyaları mekân içerisinde kullanmaktansa, Karaköy’ün dokusunda ve geçmişinde olan “ustalık” teması ele alınarak, geçmişten gelen ayrıntılar günümüz mimarlığına uyarlandı. Mekân içerisindeki malzemeler de bu yönde seçildi; pirinç, ahşap ve bakırın kullanımıyla bu ayrıntılar öne çıkarıldı. 250 kişi ağırlama kapasitesi olan mekânda, bir yandan şık, bir yandan rahat kurguyla farklı saat dilimlerinde farklı yemek yeme gereksinimlerini karşılamak hedeflendi. Menü kartlarından başlayarak görsel dil ve esnek oturma düzeni de bu yaklaşımı beslerken bar ve restoranın iç içe duruşu sayesinde müdavimlerinin akışına ayak uydurabileceği bir yapı ortaya kondu.



Duvarlara konumlandırılan aynalar sayesinde herkesin hem birbirini hem de iki cepheden manzarayı görebilmesini sağlayarak bu bütünlüğü desteklemek amaçlandı. Mekânın değişik alanlarını duvarlar ya da separatörlerle ayırmak yerine, bu “zon”ları yaratmak için duvar, tavan ve yerdeki ayrıntılarda farklılıklar öne çıkarıldı, bu sayede mekân içerisindeki alanlar belirlenirken, genel bütünlük ve ferahlık korundu.

*Bu proje YAPI Dergisi'nin 382. sayısında yayımlanmıştır.