DilaraKızrak Design Studio neler yapıyor? İlk projeleriniz hangileriydi?
Daha çok konut üzerine çalışıyoruz. Konut, ofis ve otel projelerinde yoğunlaşıyoruz. İlk projemiz, Bahçeşehir’de üç katlı havuzlu bir villa projesiydi. Çok keyifli bir projeydi. Peyzaj alanlarının, havuz imalatının tamamını biz üstlenmiştik. Bu projenin akabinde yine konut ağırlıklı devam ettiğimiz birçok güzel projemiz oldu. Şu anda ise konut dışında otel, fabrika ve ofis projeleri üzerinde aktif çalışıyoruz.
Nasıl bir mimarlık anlayış ile çalışıyorsunuz?
Sürdürülebilir ve zamansız. Aslında önem verdiğimiz ilk iki anlayış bu diyebiliriz. İnsanların kendini içinde huzurlu, güvende ve konforlu hissedeceği mekanlar yaratmak hedefimiz. Sürdürülebilir olması önemli. Malzemelerin sürdürülebilir olması, duyguların sürdürülebilir olması, o mekânın her girdiğinizde size farklı bir duygu katabiliyorolması önemli.
Kaç kişilik bir ekibiniz var? Ekipte hangi disiplinlerden insanlar yer alıyor?
Aslında butik işler yapan butik bir ofisiz. Bütün projelerimiz ve tasarım süreçleri ile bizzat kendim ilgileniyorum. Proje ve saha ekibimiz ayrı. İki ekip arkadaşımız ile projeleri yönetirken, bir ekip arkadaşımız da sahada bulunuyor. Ekibimiz ekseriyetle iç mimar meslektaşlarımdan oluşuyor. Bu alanda iç mimarların bakış açısının daha ince ve estetik olduğu kanaatindeyim. Biz daha ince kısmındayız işin. Detaydayız. Kullanıcının kahve içtiği bardağa kadar düşünmek zorundayız. Bunların hepsinin tasarımları, mekândaki algısı, mekânın devamlılığı için elzem. Resmin bütününü görmek gerekiyor. Yalnızca oran, orantı, ölçek ile değil, tüm detaylarla o duygu bütünlüğü sağlanıyor.

Uzmanlık alanınızı nasıl tanımlarsınız?
Özellikle konut, otel, otel restoranları ve ofis konusunda iyi bir uzmanlığımız var diyebilirim.
Bunların hepsi tabii ki uzun yıllardaki farklı tecrübelerime dayanıyor. Mesela otellerin mutfakları, endüstriyel kısımları, yıkama bölümleri, sıcak mutfak, soğuk mutfak vb.; bunların hepsinin kendine özgü kuralları var. Şu anki tamamladığım otel ve restoran projeleri, zincir otellerin kendi alanlarında marka kalitesi olarak önde gelenleri ve bu tecrübeleri burada edinmiş olmanın faydasını şu an gerçekleştirdiğimiz projelerde de oldukça hissediyoruz.
Peki çalışmayı en çok sevdiğiniz alan ya da çalışmayı çok istediğiniz bir proje var mı?
Çalışmayı en çok sevdiğimiz otel projeleri. Çalışmayı en çok istediğimiz ise restoran projeleridir. İşin mutfak kısmı, uygulama kısmı; her noktasında tecrübemiz var. Bir zincir restoran projesinde çalışmayı çok istiyoruz.
Projelerinizden bahsedelim biraz. Hangi projeleriniz sizin açınızdan dönüm noktası olarak değerlendirilebilir?
Birincisi, Six Senses Kocataş projesinden bahsetmemiz gerekir. Bize çok şey kattı. Çünkü İstanbul’un tam içinde, çok iyi bir lokasyonda, beton kullanmadan, Bingöl’den gelen taşlarla yığma duvar inşaatı yaparak, tamamen geleneksel yöntemlerle uyguladığımız bir projeydi. Bir daha böyle bir uygulamayı İstanbul’un en kıymetli arazisinde yeniden görme şansımız olur mu bilemiyorum. Bana çok şey katan, referans olarak da gösterdiğimiz iyi bir proje deneyimidir.
İkincisi, DilaraKızrak Design Studio olarak projesini üstlendiğimiz Four Seasons’taki bir konut projemiz. Her detayı özenle, oya gibi işlediğimiz bir proje oldu. Projelendirmesini de vaktimiz yeterince olduğu için keyifle yaptık. Çünkü birçok iş maalesef hep çok acil talebiyle geliyor. Four Seasons’taki projemizde öyle bir zaman sıkıntımız yoktu, içimize sine sine yaptığımız bir proje oldu.


Four Seasons Private Residences İstanbul G Evi
Üçüncüsü de 2.000 m²'lik idari yönetim alanına sahip Yıldız Kalıp & Teknoloji firmasına ait idari alanlar ve Ar-Ge ofisi projemiz. Ar-Ge ofisinin teknoloji konusunda da yenilikçi olması ve yenilikçi bir çalışma prensibi ile oyun odaları, meeting cabinleri ile insana önem veren bir anlayış ile hayata geçirdiğimiz keyifli bir proje oldu. Şirketin yenilikçi bakış açısına da uygun bir şekilde yenilenen tüm teknolojiyi ofise adapte ettik diyebilirim.


Yıldız Kalıp & Teknoloji Ar-Ge Ofisi
Projelerinizi tasarlarken en çok hangi konulara önem veriyor, nelere dikkat ediyorsunuz?
En çok ergonomiye önem veriyorum; oturma, kalkma, geçiş noktaları, sirkülasyon alanları, kimsenin kimseyi rahatsız etmemesi... Proporsiyonlar ve ergonomi bence her projenin ana noktası. Doğru oran, orantı ve ölçeğin projeye oturtulması ve kullanıcının rahat ve konforlu yaşamasını sağlamak aslında ilk maksadımız.
Sürdürülebilirlik sizin için ne ifade ediyor? Projelerinize nasıl yansıtıyorsunuz?
Ben sürdürülebilirliği öncelikle fonksiyonel bir perspektiften ele alıyorum. Projenin türüne göre malzeme seçimleri değişiyor: otel ve ofislerde malzemelerin uzun ömürlü ve aşınmaya dayanıklı olması çok önemli. Bu nedenle metal, paslanmaz çelik veya lamineli MDF gibi dayanıklı malzemeler kullanıyoruz. Ev projelerinde ise mekan doğal olarak zamanla aşındığı için burada sürdürülebilirlik, malzeme seçiminin yanı sıra kullanım ve estetik dengesi üzerinden değerlendiriliyor.
İkinci aşamada, mimarlıkta sürdürülebilirlik daha geniş bir çerçeveye sahip: enerji ve su verimliliği, çevresel etki, geri dönüştürülebilir malzeme kullanımı ve ekolojik denge gibi konuları da kapsıyor. Biz projelerimizde hem fonksiyonel hem de mimari sürdürülebilirlik yaklaşımını bir arada kullanmayı önemsiyoruz.
