Ecem Bilgiç
07 Eylül 2010
Yedi aydır TOCA Mimarlık'ta çalışıyorum ve Erdinç Bey'in asistanıyım. TOCA Mimarlık'tan bir tanıdığım vasıtası ile haberdar olmuştum. Görüşmeye geldim ve işe başladım. Görevim, Erdinç Bey'in toplantı ajandasını, ofisin genel düzenini, telefon trafiğini ve evrak akışını düzenlemek. Ancak biz, sürekli birlikteyiz. Yani genel müdür asistanlığı dışında da tüm organizasyonun içindeyim.
Kurucu ortağımız Semih Bey, bizim de fikirlerimizi paylaşmamız gerektiğine inanan bir insan... Dolayısıyla ben de tüm süreci dışarıdan gözlemlemenin yanı sıra, o sürecin içinde olmaya gayret gösteriyorum. Özellikle de yeni mezun olduğum için sürekli yeni şeyler öğreniyorum. Zaten bir proje geldiğinde, burada müthiş bir beyin fırtınası oluşuyor. Bir şeyler oturduğunda da sistematik olarak yoğun ve stresli bir dönem başlıyor. Ama dediğim gibi, daimi bir fikir alışverişi var ortamda ve herkesin görüşüne çok önem veriliyor bu ofiste.
Bir o kadar da eğlenceli çalışıyoruz. Ne kadar stresli olursak olalım, gece 12'ye kadar da ofiste kalsak, TOCA bizim evimiz gibi... Ben evde veya dışarıda olmaktan daha çok keyif alıyorum burada çalışmaktan! Bu yüzden de, mesaim sabah 9 akşam 7 arasında olmasına rağmen ve herhangi bir toplantı organizasyonum ya da telefon trafiğim olmasa da, sabahladıkları zaman onlara eşlik ediyorum. Onlarla zaman geçirmek gerçekten çok keyifli...
TOCA'nın Genel Müdürü Erdinç Çiftçi ile...
TOCA Kurucu Ortağı Semih Goral ile...
TOCA'nın İç Mimarları ve Tasarımcıları
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın