Kriz Ortamında Sayısal Tasarım ile İmkan Yaratmak

mimarizm.com / 28 Temmuz 2016
Mimarlıkta Sayısal Tasarım Ulusal Sempozyumu, 2016 itibariyle on yılı geride bıraktı. İstanbul Bilgi Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen onuncu sempozyumda, krizlerin ve imkanların karşılaştığı bir ortamda sayısal tasarımın bize hangi alanlarda açılımlar yapabileceği masaya yatırıldı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 10. Mimarlıkta Sayısal Tasarım Ulusal Sempozyumu'nun ayrıntılarını, düzenleme kurulundan Yard. Doç. Dr. Fulya Özsel Akipek ile konuştuk. Bu sene “Karşılaşmalar: Krizler ve İmkanlar” teması çerçevesinde şekillenen sempozyumda, etkinlik programına eklenen 400 saniyelik sunumlar sayesinde güncel tartışmalar, akademi-uygulama sınırı olmaksızın daha geniş bir platformda ele alındı. 

Mimarlıkta Sayısal Tasarım Ulusal Sempozyumu bu yıl 10. kez düzenlendi. Bu konuda çalışan ve konuyla ilgili bir kitlenin takip ettiği bu etkinliğin amacı nedir?

Mimarlıkta Sayısal Tasarım Ulusal Sempozyumu’nun amacı, Türkiye’de bu alanda yapılan akademik çalışmaların paylaşılabileceği bilimsel bir platform oluşturmak. Bu hedefle aday üniversiteler arasından yapılan seçimle etkinliğe ev sahibi olacak üniversite belirleniyor. Her yıl farklı bir tema üzerinden bildiri çağrısı yapılıyor ve sayısal tasarım araştırma alanlarında üretilen çalışmalar sempozyuma gönderiliyor. Bilimsel kurulunun yaptığı ön değerlendirmenin ardından, iki günlük sempozyum programı kapsamında bir bilgi-deneyim paylaşım ortamı kuruluyor. Bu yıl onuncusu gerçekleştirilen etkinliğe İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi olarak ev sahipliği yaptık.

10. Mimarlıkta Sayısal Tasarım Ulusal Sempozyumu

"10. yıldan cesaretle katılımcı kitleyi artırmayı hedefledik"

Kendi deneyiminiz üzerinden hazırlık sürecini özetler misiniz? Düzenleme komitesi nasıl çalıştı, nasıl bir bilgi-deneyim aktarımı oldu? 

Sempozyumun on yıldır sürmesini sağlayan, farklı üniversitelerden bir araya gelen hocalarımız var. Bu kurucu ekip her yıl aday üniversitelerden bir sunum istiyor ve bu sunuma göre ev sahibi üniversiteyi belirliyor. Ev sahibi üniversite ile yapılan bilgi ve deneyim aktarımı toplantısında bir önceki senenin ekibinden yürütücü kişiler yeni ekibe deneyimlerini sunuyor. Bu sempozyum için yıllardır özveriyle çalışan İTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Birgül Çolakoğlu ve Prof. Dr. Mine Özkar kurucu ekip olarak bizimle de bir toplantı düzenledi. Geçtiğimiz yılın deneyimini aktarmak üzere Özyeğin Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Sevil Yazıcı da bu toplantıya katıldı. Biz de İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde öğretim üyesi olan ve sayısal tasarım alanında çalışan 7 kişilik bir ekip kurduk. 

Aslı Aydın Aksan, Canan Erten, Fulya Özsel Akipek, Hülya Oral, Kutay Karabağ, Şebnem Yalınay Çinici ve Tuğrul Yazar’dan oluşan bu ekiple, etkinliğin 10. yılı olmasından da cesaret alarak katılımcı kitleyi artırmayı, araştırma alanlarını güncellemeyi, geleneksel bilimsel bildiri formatına ek yaparak, uygulama ortamında gerçekleştirilen projelerin 400 saniye formatında sunulabildiği bir panel ortamı kurmayı hedefledik. Katılımcı sayılarına bakılırsa bu yöntem etkili oldu. Bilimsel çalışmalar yapan ve bu ortamda sunan kemik kitlenin yanı sıra uygulama ortamında çok ilginç ve faydalı işler yapan genç tasarımcılar da sempozyumda işlerini sundular. Böylece akademi-uygulama sınırı olmaksızın tema üzerinde güncel tartışmalar gerçekleşti. 

10. Mimarlıkta Sayısal Tasarım Ulusal Sempozyumu

Mimarlıkta Sayısal Tasarım Ulusal Sempozyumu kapsamında ilk gün, belirlenen tema üzerine konuşma yapmak üzere yurtdışından bir konuşmacı davet ediliyor. Biz de Massachusetts Institute of Technology (MIT)'te doktorasını tamamlamış, Amerika’da hem eğitim hem uygulama ortamında profesyonel tecrübesi ve ödüllü projeleri olan, aynı zamanda müfredatının oluşturulması aşamasından itibaren Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültes'ne büyük emek veren Onur Yüce Gün’ü davetli konuşmacı olarak çağırdık. Gün'ün sayısal tasarım alanına farklı bir açıdan bakmayı sağlayan konuşması çok ilginç tartışmalar açtı ve etkileşimli bir ortamın kurulmasına katkı sağladı. 

Onur Yüce GünOnur Yüce Gün

Bildiri seçkisi Yapı'nın Ekim sayısında!

Ayrıca dinleyicilerin ve katılımcıların etkinlik sonrasında da inceleyebilmeleri için bir sempozyum bildiri kitabı hazırladık. Tabi tüm bu işler belirli desteklerle gerçekleşti. TÜBİTAK, Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Etkinlik ve Tanıtım Birimleri, En İyi Sunum Ödülü'nü veren Bentley firması, iletişim sponsorlarımız Yapı dergisi, mimarizm.com ve yapi.com.tr portalleri süreç boyunca bize destek oldular. Yapı dergisinin desteği, sempozyum sonrasında da devam ediyor. Sempozyuma iletilen bildiriler arasından seçilen sınırlı sayıda bildiri makaleye dönüştürülerek derginin Ekim sayısında okuyucularla buluşacak. Bunun için de çok heyecanlıyız.

"Sayısal tasarım, üretim ve iletişim daha iyi bir dünya için bize hangi alanlarda açılımlar yapabilir?" 

Bu yıl seçilen temaya karşılık olarak hangi alanlardan bildiriler geldi? Bu bildirilerin içeriği yeni nelere işaret etmekte? Anahtar konuşmalar bu zemini nasıl açtı?

Bu yıl seçtiğimiz tema “Karşılaşmalar: Krizler ve İmkanlar” oldu. Metinde gündelik hayatın bir yandan savaşlar, mülteci göçleri, terör eylemleri, enerji kıtlığı gibi güncel haberlerle çevreli bir biçimde ekolojik- ekonomik-sosyal krizler içinde geçerken, çöken mevcut yaşam düzenlerinin bir yandan da bugüne ait yeni alternatiflerin doğmasını tetiklediğinden bahsettik. Yeni üretim modelleri, maker kültürü, takas ekonomisi, yeni iletişim biçimleri, yeni enerji stratejileri gibi birbirinden bağımsız görünen güncel konuların, yeni teknolojilerin dönüştürdüğü bir dünyada krizlere karşı imkanlar yaratabildiği bir geleceğin işaretleri olduğunu vurguladık. Bu krizler ve fırsatlar ortamında mimarlık, tasarım, çevrebilim, sosyoloji ve belki de tüm izole disiplinlerin bilgi alanlarını hiç olmadığı kadar ortak bir zeminde “karşılaşmalara” açmasını önerdik ve sorular sorduk: Krizlerin ve imkanların karşılaştığı şu günlerde sayısal tasarım, üretim ve iletişim daha iyi bir dünya için bize hangi alanlarda açılımlar yapabilir? Veri ağları üzerinde modellenen ve veri akışı içinde biçimlenen bu yeni dünyada hangi umulmadık veriler karşılaşıyor? Tüm bu dönüşümler ve araştırmalar tasarım eğitimine nasıl ve hangi stratejilerle yansıyor? 

İçinde sayısal tasarım, hesaplama ya da teknoloji kelimelerinin geçmediği tema önerisi, sayısal tasarım alanında yaptığımız tüm bu çalışmaların gündelik hayata nasıl ulaştığıyla ilgili bir soruyu vurguluyordu ve bu vurgu, gönderilen bildirilerin içeriğini doğrudan belirlemese de tartışmaları yönlendirdi. Konu başlıklarına da yeni başlıklar ekleyerek maker kültürü, kolektif kültür ve açık kaynak gibi yeni oluşumları destekleyen güncel başlıklar oluşturduk.

İki günlük sempozyum boyunca 6 oturum gerçekleşti. İlk oturumda formel ve enformel mimarlık eğitimi içinde sayısal tasarım, ikinci oturumda kinetik geometrik örüntülerden evrimsel sistemlere ve kentsel örüntülere uzanan çalışmalar, üçüncü oturumda yapı bilgi modellemesi ve bilgi tabanlı modelleme alan çalışmaları, dördüncü oturumda çeşitli kentsel alanlarda tasarıma destek sistemler, beşinci oturumda malzeme araştırmaları, mimari prototipler ve tepkimeli mimari sistemler, son oturumda ise beyin-bilgisayar etkileşimi ve tasarımcının bilişsel yapısına etki eden faktörler üzerine çeşitli bildiriler sunuldu.

Şebnem Yalınay ÇiniciŞebnem Yalınay Çinici

Birgül Çolakoğlu Birgül Çolakoğlu 

Arzu Gönenç SorguçArzu Gönenç Sorguç

Sempozyumda bildirilerin yanı sıra 400 saniyelik sunumlar da yer aldı. Oldukça ilgi gören ve sempozyumu daha geniş bir kitleye açan bu sunumların neler hakkında olduğunu özetler misiniz? Sizce bunlar etkinliğe nasıl bir katma değer sağladı?

Hedefimiz, bu bilimsel sempozyumun sadece formel bir bilgi paylaşım ortamı olmanın ötesinde, alanda çalışan, alanla ilgilenen herkesin kendini rahatça ifade edebileceği katılıma açık bir deneyim/bilgi paylaşım ve tartışma ortamı kurabilmesiydi. Bilgi-Mimarlık'taki geniş iletişim ağımızı bu yönde teşvik ederek, tasarım-uygulama ortamında çok farklı alanlarda çalışıp sayısal tasarım alanından beslenen uygulamacıların işlerinin de etkinlikte yer almasını istedik.

400 saniye için başvuran 9 projeden sunum için seçilen 8'i de birbirinden çok farklı alanlardan tasarım-uygulama deneyimleriydi. Osman Koç’un internet üzerindeki açık kaynak bilgiden faydalanarak minik bir kız için ürettiği 3D protez kol, Deniz Manisalı Leba’nın Heydar Aliyev Kültür Merkezi uygulaması için sadece Türkiye’deki üretim alanından faydalanıp imkansızlıkları aşması, İyi Ofis ve Super Eight'in bir havaalanı projesinin çatı açıklarının tasarımında sayısal tasarım teknolojilerini performans analizlerine yönelik kullanımını gösterdikleri ve optimizasyon-tasarım danışmanlığı yaptıkları proje gibi çok farklı ölçek ve alanda 8 tasarım/üretim hikayesini dinledik. (Tüm proje künyelerini buradan inceleyebilirsiniz.) 

Osman KoçOsman Koç

Deniz Manisalı LebaDeniz Manisalı Leba

Bu ölçekler arası ve güncel projeler, sempozyumun dinleyici kitlesini artırdı, çeşitlendirdi ve akademik araştırma alanları için geri besleme sağladı. Sempozyumun son oturumunda da bundan sonra bu formatın devam etmesi önerisi geldi.

Tüm bu süreçte organizasyonu destekleyerek, bildiri göndererek, tecrübelerini bizimle paylaşarak, bilim kurulunda değerlendirme yaparak, proje sunarak, davetli konuşmacı ya da dinleyici olarak sempozyumun aktif ve verimli geçmesini sağlayan herkese teşekkür ederiz. Önümüzdeki yıl gerçekleştirilecek Mimarlıkta Sayısal Tasarım Ulusal Sempozyumu’nda yeniden buluşmak üzere!


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :