Doğadan esinlenen tasarımıyla Denver’de konumlanan Populus Otel'in mimari tasarımı Studio Gang'e ait.
©Jason O’Rear
Üçgen arsalar, çoğunlukla kentlerin merkezi yol kavşaklarında bulunan, tasarım açısından zorlayıcı parsellerdir. İstanbul ve Paris gibi kentlerde, dar köşe cepheleriyle son derece göz alıcı tarihi binalar mevcuttur. Doğadan esinlenen tasarımıyla Denver’deki otel binası, bu yapı türünü çağdaş bir yorumla aynı zarafette devam ettirmeyi başarmış.
Studio Gang mimarlık ofisi tarafından tasarlanan ve ABD, Denver’de yer alan Populus otel binası, üçgen arsa üzerinde yükselen benzersiz cephe tasarımıyla sürdürebilirlik kategorisinde LEED Altın sertifikasını hedefliyor.
Şehir ve Rocky Dağları’na açılan Populus, Denver’in göbeğindeki konumuyla yeni dinamik bir sosyal çekim merkezi olmaya hazırlanıyor. Ziyaretçi ve sakinlerini şehir merkezinin önemli bir köşe kavşağında karşılayan otel binası, üç yöne hâkim cepheleriyle sanayi ve ticaret bölgelerini de birbirine bağlıyor.

Canlı bir restoran ve kafenin de bulunduğu kamuya açık zemin katı, kemerli cam bölümleriyle ziyaretçileri ve kent sakinlerini cezbederken sokak seviyesini de hareketlendiriyor. ©Steve Hall

Diyagramda, zemin kattaki dramatik kemerlerden şehir manzarası sunan daha küçük açıklıklara kadar, Populus'un ikonik cephesini oluşturan pencere modüllerinin çeşitliliği görülüyor.
Heykelsi cephenin dokusu ve ritmi otelin işleviyle yakından ilintilidir. Her bir dikey kabuk otel odası genişliğindeyken, özgün pencere tasarımları binanın kamusal ve özel alanların karakterini yansıtacak şekilde boyut ve biçim olarak değişiyor.
Binanın zemin katında yer alan 9 metre yüksekliğindeki pencereler, lobi ve restoran ile dinlenme alanlarının girişlerini ve manzaralarını çerçeveleyen portallar şeklinde oluşturulmuş. Üst katlardaki otel odalarında oturma imkânı sunan gömme pencereler, konukları dış mekâna yaklaştırarak yakındaki Eyalet Meclis Binası, Civil Center Park ve dağların nefes kesen manzarasını izleyebilmelerini sağlıyor.

Pencerelerin özgün tasarımı, Colorado'nun en bilinen sembollerinden olan kavak ağaçlarının büyüme sürecinden esinlenmiş.

Pencere “kapakları” misafirlere gölge sağlama işlevinin yanı sıra yağmur suyunu da cepheden uzaklaştırıyor.

©Steve Hall

Gömme pencerelerle hem dinlenmek hem de çalışmak için bol ışık alan, benzersiz odalar yaratılmış.
Pencerelerin biçimleri, titrek kavak ağaçlarında (populus tremuloides) bulunan karakteristik desenlerden esinlenmiş. Büyüdükçe alt dallarını döken bu ağaç türünün kâğıt gibi gövde kabuğunda koyu renkli, göz şeklinde izler oluşmaktadır. Denver’in sert iklim koşullarına daha iyi performans gösterebilmeleri için pencereler özel detaylar içeriyor. Her bir pencerenin “kapakları” dışarıya doğru çıkıntı yaparak iç mekânı gölgelendirirken, aynı zamanda yağmur suyunu da kanalize ediyor.

Çatı terası, panoramik manzara eşliğinde özel bir sosyalleşme alanı sunuyor. Üzerinde yer alan yerel bitki örtülü yeşil çatı, yerel yaban hayatı ve böcekler için doğal yaşam alanı sağlıyor.
Binanın sürdürebilirlik seviyesini olabildiğince yükseltmeyi hedefleyen Populus, şehir merkezindeki yoğunlaşmayı desteklemek için üçgen arsanın tamamından yararlanmış. Betonarme yapının inşasında uçucu kül kullanılarak çimento tüketimi en aza indirgendi ve şehir merkezindeki yeni bir bina için ilk olarak otopark katlarından vazgeçildi. Böyle yapılarak, ziyaretçilerin daha çevre dostu ulaşım araçlarına yönlendirilmesi hedeflendi.

©Jason O’Rear
Binanın üst katlarının geometrisi, Civic Center Park'taki Colorado Eyaleti Meclis Binası'nın tarihi manzarasına saygı gösteren bir özenle tasarlanmış. 2024 yılında tamamlanan 13 katlı otel binası, 265 oda içeriyor. Yerel yaban hayatı ve böcekler için çekici bir habitat sağlayan yeşil çatısıyla Populus, Denver'ın kalbinde şehir sakinlerini yeniden doğayla buluşturmayı amaçlıyor.
Haber Studio Gang’dan çevrilerek derlenmiştir.