Stanley Office of Architecture tarafından tasarlanan kartal yuvası misali Eagle House dağ evi, Kanada’nın sarp yamaçlı ormanlık bölgesinde yer alıyor.
Fotoğraflar: © Bryce Duffy
2024 yılında tamamlanan ve Stanley Office of Architecture tarafından tasarlanan kartal yuvası misali Eagle House dağ evi Kanada’nın yüksek karlı zirveler, derin dar vadiler ve dik ormanlık yamaçlarla kaplı olan Britanya Kolumbiyası’nın Kootenay bölgesinde yer alıyor. Bu topoğrafya ilham verici olduğu kadar zorlayıcı koşullarıyla da tanınıyor. Yerel halkın esprili bir şekilde belirttiği gibi: “Dağların görüntüsü güzeldir, ama yolunuzu keserler!”
Bu dik ve ormanlık yamaçlardan birinde yer alan Eagle House’un manzarası Nelson kasabasıyla birlikte Kootenay Gölü ve sarp zirveli Kokanee Buzulu’na açılıyor. Evin kuzeye bakan konumu tam da yerel halkın esprisini doğrular niteliktedir; muhteşem manzaralar sunmakla birlikte güneşin önünü kesen dağlarla çevrilidir. Vadinin dar olması ve güneyinde kalan güneşin kış aylarında alçalması, gün ışığını çok değerli kılmaktadır.
Yerleşim Planı. 01- Ana Bina, 02- Teknik Hizmet Binası, 03- Garaj, 04- Otopark, 05- Ormanlık Alan
Giriş/Üst Kat Planı.
01- Yaya köprüsü, 02- Giriş holü, 03- Misafir/çalışma odası, 04- Banyo, 05- Giyinme odası, 06- Balkon
07- Ana yatak odası, 08- Oturma odası, 09- Yemek ve mutfak bölümü, 10- Kiler, 11- Üstü kapalı teras,
12- Camekân geçit, 13- Çamaşır odası, 14- Vestiyer, 15- Garaj, Çatı ışıklıkları
Kuzey – Güney Kesiti
Eagle House’un tasarımı, bir yandan kuzey yönünde yer alan manzaraya bakmanın diğer yandan güney yönünden gelen gün ışığını dağ evine girmesini sağlamanın zorluğu üzerine odaklanıyor. Bu nedenle Eagle House farklı çatı ışıklıkları içeriyor. Günün her saatinde güneş ışığı ana yaşam alanlarını doldurarak döşeme, tavan ve doğrama detaylarındaki ahşap unsurların sıcaklığını vurguluyor. Evin önemli yaşam alanlarıyla birlikte ana giriş, evin özel ve ortak alanları arasındaki koridor ve üstü kapalı dış yaşam alanı da gün ışığı alıyor. Dağ evinin “çift” lamine ahşap kirişlerini taşıyan çelik kolon ile kirişlerden oluşan strüktürel tasarımı, bu ışık ve manzara arayışını destekliyor. Bu yapısal sistem, kuzeye bakan geniş pencere bölmelerini çerçeveliyor.
Bölgenin ormanları ve dağlarından ilham alan evin renk ve malzeme paleti, çevrenin doğal güzelliğini öne çıkarmak için olabildiğince sade seçilmiş. Siyaha yakın renkteki fiber çimento dış cephe kaplaması, gölgeli orman manzarasına karışıyor. Vadiye doğru yükselen çatıda, Douglas köknar kirişler ve Hemlock (gölgeye dayanıklı Kanada çamı) saçaklar dâhil olmak üzere, yerel ahşap malzeme kullanılmış. Dağ evinin betonarme temelindeki kalıp izleri, yerel bir yapı malzemesi olarak ahşaba verilen önemi gösteriyor. Selkirk dağlarının sarp kayalıklarını andıran doğal taşla kaplı dış şömine ve bacası, evin doğu köşesini süslüyor. Çelik ve camın birlikteliği dağ evine belirli bir “hafiflik” ve şeffaflık katarken, fiber çimento dış cephe kaplaması ve ahşap detaylar sağlamlığı çağrıştırıyor.
Çam ormanın ortasında yer alan dağ evine ağaçların arasından kıvrılarak uzanın bir yol üzerinden ulaşılıyor. Evin kuzey tarafında yer alan küçük bir ormanlık saha, ağaçların arasında gölgeli oturma alanı sağlıyor. Üstü kapalı geniş terasları ve balkonları Eagle House’u doğayı kucaklayan ve dolasıyla onunla iç içe olan bir ev haline getiriyor.
Eagle House iki kanattan oluşuyor; özel ve sessiz yatak odası kanadıyla yüksek tavanlı ve açık planlı yaşam alanı kanadından. Evin girişi bu iki hacmin kesişiminde yer alıyor. Yaya köprüsü ziyaretçileri, Douglas köknar ağacından yapılmış masif pivot (döner) kapının yer aldığı, iki katlı cam cepheye doğru yönlendiriyor. Eve girildiğinde karşınıza çıkan manzara, Nelson’un “Big Orange Bridge” adlı simgesel büyük turuncu köprüsü ve arkasındaki nefes kesen Kokanee Buzulu oluyor.
Haber Archdaily’den çevrilerek derlenmiştir.