“Balıkesir Depremi Yeni Felaketlere Karşı Uyarı Niteliğindedir!”

mimarizm.com / 12 Ağustos 2025
TMMOB Mimarlar Odası, 10 Ağustos Pazar günü Balıkesir’de meydana gelen depremle ilgili bir açıklama yaptı.

TMMOB Mimarlar Odası, 10 Ağustos Pazar günü Balıkesir’de meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“10 Ağustos 2025 tarihinde Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre Alakır-Sındırgı-Balıkesir’de 6.1 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Deprem başta Balıkesir olmak üzere İzmir, Bursa, İstanbul illerimizde Ege ve Marmara Bölgelerini kapsayan geniş bir alanda hissedilmiştir. Yapılan tespitlere göre Balıkesir’de on altı yapının yıkılmasına neden olan depremde bir yurttaşımız hayatını kaybetmiştir.

Depremler nedeniyle kaybettiğimiz yurttaşlarımızı saygı ile anıyor, ailelerine ve toplumumuza başsağlığı diliyoruz. Yaralı olarak kurtarılanların bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını, can kaybının artmamasını diliyoruz.

Balıkesir Depremi; neden olduğu kayıplar ve etkilediği alanın genişliğiyle ülkemizin son yüzyılda yaşadığı en büyük felaketlerden olan ve yirmi binin üzerinde can kaybının yaşandığı 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin yirmi altıncı yılında; aynı coğrafyada gerçekleşmesi ve Marmara bölgesini etkilemesi beklenen yeni afet riskleri konusunda bizleri uyarmaktadır.

Topraklarının tamamı depremsellik koşullarında olan ülkemizde, bilimsellikten uzak kentleşme politikaları ve imar rantına dayalı yapılaşma uygulamaları nedeniyle aslında bir doğa olayı olan deprem afete dönüşmektedir. 2011’de Van’da, 2019’da İstanbul’da, 2020’de Manisa, Elazığ, Van ve İzmir’de yaşanan depremlerin ardından; 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş ve 20 Şubat 2023 Hatay merkezli depremlerde yaklaşık 14 milyon yurttaşımız etkilenmiş; resmi verilere göre 50 binin üzerinde yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 100 binin üzerinde yurttaşımız yaralanmıştır.

Bölgede halen devam eden depremler, kentsel ve kırsal yapı stokunun aldığı hasar nedeniyle yaşamsal ihtiyaçların giderilebilmesi ve bölge halkının yaşamlarının güvence altına alınabilmesi için afet sonrası hasarlı yapılaşmalarından kaynaklı risklerinin tespit ve değerlendirmesinin acilen yapılması gerekmektedir.

Kentsel ve kırsal alanlardaki mevcut yapılaşmaların güvenli hale getirilmesi ve öncelikle de tehlike arz eden yapılarının tespit edilerek yıkımı, mevcut yapı stokunun incelenmesi, hasar durumunun uzman meslek mensuplarınca raporlanması acil bir zorunluluktur. Yapılacak bu yapısal tespit ve değerlendirmeler, hasarlı yapıların yaratabileceği risklerin önüne geçilmesi ve azaltılması için mutlak bir gerekliliktir.

Kentlerimiz afetlere karşı hazırlanmadığı gibi, tüm kentsel ve kırsal alanlar imara açılarak sermaye ve yatırım araçlarına dönüştürülmüştür. Bütüncül planlama anlayışı terk edilmiş, sağlıklı ve güvenli yapı üretim süreçlerinin ön koşulu olan nitelikli mimarlık ve planlama hizmetleri engellenmiştir. Devletin kamu adına denetim sorumluluklarını yok sayan bir anlayışla yapı denetimi özel sektöre devredilmiştir. Çıkarılan imar afları nedeniyle depremlerde binlerce yurttaşın hayatını kaybetmesine rağmen; imar affı uygulamalarından vazgeçilmemiştir.

Depremlerin ardından bugüne kadar; toplum sağlığının korunarak sağlıklı, sağlam ve güvenli yaşam çevrelerinin oluşturulmasına yönelik yeterli önlem alınmamıştır.

Bugüne kadar pek çok yurttaşın hayatına mal olmuş ve olmaya devam eden, büyük yıkımlara ve kayıplara sebep olan rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları terk edilmelidir. Planlamadan, yapı üretim ve kullanım sürecine; asli sorumluluklarını yerine getirmeyerek kayıplara sebep olan tüm sorumlular bağımsız yargıya ve topluma hesap vermelidir.

Devlet tüm yurttaşlara eşit, sağlıklı, güvenlikli yaşama koşullarında nitelikli yaşam çevreleri sağlamakla yükümlüdür. Afet koşullarında başarılı iyileşme süreçleri için gerekli önlemlerin bilimsel ilkeler ve gerçeklerle, toplum yararı gözetilerek alınması; afet yönetimi hakkında geliştirilecek politikaların bilim insanlarını, meslek odalarını, akademik kuruluşları ve ilgili tüm kesimlerin koordinasyon ve işbirliği sağlanarak oluşturulması zorunludur.

Mimarlar Odası olarak, afetlerde kaybettiğimiz yurttaşlarımızı saygıyla anıyoruz.  Sahip olduğumuz mesleki uzmanlık ve toplumsal sorumluluklarımız kapsamında; afet riskleri ve dönüşüm baskısı altındaki kentlerimiz için bilimsel kentleşme ve mimarlık ilkelerine aykırı planlama ve kentleşme süreçleri karşısında mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğimizi değerli kamuoyumuzla paylaşıyoruz.

Bölgedeki Birimlerimizle birlikte afet sonrası müdahale ve tespit çalışmalarına katkı ve yardımlarımızı sunmak amacıyla; bu konudaki deneyim, birikim ve bilgilerimizi toplum yararına kullanmak üzere ivedi olarak çalışmalara başladığımızı; toplumla dayanışma içinde olacağımızı belirtiyoruz.”


Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :