19.yüzyılda Osmanlı'ıdaki endüstri yapılarının yüzde 55’inin İstanbul’da olması, İstanbul’u daha mı önemli kılmış bilinmez, ama endüstri mirası kapsamına giren bu tesislerin korunması şimdinin İstanbul’u için hayati önem taşıyor.
Yeni teknolojiler yaratmak için gerekli olan ufku dinin etkisiyle; "hükmetme" gücünü ise emperyalizme evrilen fetihçiliğin yeni karakterine uyum sağlayamaması nedeniyle kaybetmiş olan Osmanlı, "Sanayi Devrimi" ya da "Endüstri Devrimi" diye tanımlanan sürece, egemenlerin hesabından yana bir katkı koyamamış. Ama en azından endüstrileşme çabası içinde olduğunu anlatan, bir not düşmüş bu sürece. Osmanlı, sömürge olmak yerine egemenlerin yanında olmak istemesine rağmen dışa bağımlı olmaktan kurtulamamış.
Hangi ülkeyle siyasi ilişki içindeyse o ülkenin teknolojisini kullanan, özellikle 19.yüzyılda endüstri tesislerinin çoğu, Levantelerin oluşturduğu zanaat kültürünün zemini üzerine yabancı sermayeyle, yabancılar tarafından inşa edilen Osmanlı, belki de dünyada izine zor rastlanan karma / kararsız bir endüstrileşme çabası bırakmış geriye.
Osmanlı'nın endüstrileş(tiril)me tarihi de, elbet payitahtta geçmiş. 15. yüzyıla tarihlenen tersane ve darphane endüstrisinin yanı sıra 19.yüzyılda Osmanlı topraklarının bütünündeki endüstri yapılarının yüzde 55'inin İstanbul'da olması, İstanbul'u daha mı çekici kılmış bilinmez, ama çoğu endüstri mirası kapsamına giren bu tesislerin doğru bir biçimde korunması, şimdinin İstanbul'u için hayati önem taşıyor.