Beykent Üniversitesi 2011-2012 Güz Dönemi Mimari Proje Sergisi
Beykent Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi 2011-2012 Güz Dönemi Mimari Proje Sergisi, 30 Ocak 2012 Pazartesi günü saat 15:00'te Beykent Üniversitesi Ayazağa Yerleşkesi Konferans Salonu Fuayesi'nde ziyarete açılıyor.
Diploma ve 5. yarıyıl öğrencilerinin 'Belediye' ve 'Toplum Merkezi' konularına ilişkin ürettikleri projelerin arkaplanı hakkında bilgi edinmek için proje yürütücüleri tarafından kaleme alınan metne göz atabilirsiniz:
Küresel Dönüşüm Süreci Kapsamında İki Müdahale: Ayazağa'da İki Proje Konusu
Prof. Dr. Şengül Öymen Gür
Öğr. Gör. Yılmaz Kuyumcu
Araş. Gör. M. Orkun Özüer
Araş. Gör. Pınar Öktem
Soru(n)
Ayazağa, İstanbul'un küresel etkiler sonucunda lineer hatlar üzerinde yeni merkezler üretme süreci içine girmesiyle atıl kalan bir köyceğiz. Mecidiyeköy-Zincirlikuyu-Maslak Aksı, Bağlarbaşı-Altunizade-Ümraniye aksı, Kozyatağı-Ataşehir aksı, Bakırköy-Güneşli-İkitelli aksı, Avcılar-Beylikdüzü-Haramidere aksı, Levent-Kavacık aksı, hepsi onu transit geçiyor. Her ne kadar Ağaoğlu yanına kadar sokulduysa
da Ayazağa'nın oracıkta süzülüp-büzülüp kalakalma olasılığı yüksek. Kendi içinde kalkınmak zorunda kalacak kentsel yoksunluk alanlarından biri Ayazağa. Küreselleşmenin ortaya çıkardığı yönetişim (governance) anlayışı içinde kamusal girişimin risk absorpsiyonu anlamında sürece önderlik ettiği bir özel gayretle acaba Ayazağa küçük topluluğunu geleceğe taşımak olanaklı olabilir mi?
Bu soruyu T.C. Beykent Üniversitesi 5. yarıyıl proje grubuyla ve diploma öğrencileriyle araştırmak istedik. 5. yarıyıla bir ‘Belediye' (1), diploma grubuna bir 'Topluluk Merkezi' konusu verdik. Hangi girişimci bir ‘belediye' binası yapmak ister ki? Ama topluluk merkezinin yapım ve işletmesini üstlenme koşuluyla belki biri çıkar, bir ‘belediyecik' de yapar Ayazağa'ya… Böyle düşündük. Burada ‘belediye' çalışmalarımızı paylaşmak istiyoruz.
Yerel Yönetişim Binası (eski adıyla, belediye binası)
Kentsel yaşamla ilgili neredeyse tüm hizmetlerin özel teşebbüse devredildiği günümüzde varlığını sürdürmekte olan sayılı toplumsal ve kentsel örgütlenmelerden en başta olanı yerel yönetimlerdir.
Yerel yönetimlerin işlev gördüğü binaların en önemli özelliği bunların tasarımında işlevsel ve rasyonel tavırların ekonomik koşullar gereği benimsenmesidir. Ancak diğer yönden, yerel yönetimlerin binaları olan ‘belediyeler', bir karşıtlık üzerine tasarlanıp inşa edilmek zorundadır: bir yandan ekonomik, işlevsel, yetkin, rahat kullanılan ve işleyen binalar olması gereken ‘belediye' binaları aynı anda bulundukları çevrenin bir güç simgesi olma durumundadırlar. Bu ciddi çelişkinin sonucu olarak ‘belediyelerin' tasarım kavramlarından birisi olan simgesellik,
- ulusal, bölgesel, yerel kimliği dışa vurmak,
- halka açık, davetkâr ve bağışlayıcı olmak,
- dikkat çekerek, akıl çelerek mikro cemiyetin kıvanç kaynağı olmak,
- yenilikler tanıtmak, günün teknolojilerini ve konstrüktif özelliklerini kullanarak "çağdaş" olmayı yansıtmak,
- yüksek estetik değerler barındırarak hizmet ettiği toplumun estetik anlayışını geliştirmek, anlamsal okuma zenginliğini teşvik etmek, gibi tasarım kavramlarını barındırır.
Vitruvius'un üç temel parametresine, "Utilitas, Firmitas, Venustas" (kullanışlılık, sağlamlık, güzellik), Alberti'nin dışavurum, coşku, heyecan gibi açıklanabilecek "sensuous" kavramı neden eklenmesindi ki? (2)
Bu arada, Ayazağa ‘Belediye' kompleksinin bu sayılanlara ek olarak "gentrification" (soylulaştırma) gibi bir süreci tetikleyici bir öge olabileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Soylulaştırmaya muhtaç bir semtte simgesel bir yapının tetikleyici rolü gözden kaçırılamaz. Bu nedenle ‘Ayazağa ‘Belediye'si heykelsi bir anıtsallıkla anayola kendisini tanıtmalıdır,' dedik. İşlevsel açıdan ise İç mekânların tasarımında halk birikimine açık odaklar yaratılması ve bu noktalara kolay erişimin sağlanmasını önemle salık verdik.
Yöntem
Örnek çalışma aşamasında, Clark ve Pause'un "Architectural Precedents" başlıklı kitabında öğretilen "analitik inceleme tekniği" ve onların önerdiklerine ek olarak aşağıdaki kavramların da incelenmesini sağladık: (3)
- Dolaşım ve Odaklar (Plan düzeyi)
- Erişilebilir olan (halkla doğrudan temas edilen noktalar) / erişilemez olan (iç ve dış kullanıcı arasındaki kontrollü temas noktaları)
- Mesai saati hizmetleri / 24 saat hizmetler
- Dolaşımın toplam kat planları üzerinde kapladığı alanın genel alana oranı
- Cephelerde opaklık/saydamlık tutumu
- Başkanlığın planda yerleşim yeri ve biçimi, kütledeki efekti
- Halka sunulan artı değerler (rekreasyon olanağı, açık alanlar,vb)
Bu çalışmaya koşut olarak Aykut Karaman'ın geliştirdiği Triyoloji Yaklaşımı (Topoloji, Morfoloji ve Tipoloji) ile arazi analizlerini yaptık. Arazi Ayazağa'da terk edilmiş sabun fabrikasının yeri olarak belirlenmişti. (4) Analizler doğrultusunda doğrular/yanlışlar, iyiler/kötüleri tanımladık ve sonra öğrencilerden programdaki işlev alanlarını (odalar, salonlar, vb.) 1/500 ölçekte hazırlayıp, işlevsel bütünlere (örneğin, müdürlükler, vb.) varmalarını istedik. Daha sonra bunlardan doğru ve yanlışlarımızı, iyi ve kötülerimizi göz önünde bulundurarak imgesel konfigürasyonlar oluşturmalarını önerdik. Bir sonraki derste her biriyle önerilerini tartıştıktan sonra bunlara üçüncü boyutu katmalarını ve belli sayıda öneri-çalışma maketiyle gelmelerini istedik. Sonraki aşamada tartışmalar yoluyla seçim yaptık ve geliştirme aşamasına geçtik. Doğaldır ki bazı öğrencilerle seçim süreci bir süre ertelendi, öğrencilerin çalışmalarını geliştirip getirmeleri istendi.
Burada belirtilen yöntemsel adımlarla sürdürülen çalışmanın geliştirme aşamasının ürünlerinden bir seçkiyi aşağıda eleştirilerinize sunuyoruz.
(1) Bu yazıda kendisi dönüşüm süreci içinde olan belediyelerin değişmekte olan rolüne vurgu yapmak için belediye sözcüğü sürekli tırnak içinde kullanılmıştır.
(2) Leon Battista Alberti, De re aedificatoria (1452, Ten Books on Architecture).
(3) Roger H. Clark ve Michael Pause, Precedents in Architecture: Analytic Diagrams, Formative Ideas, and Partis, Wiley, 3.baskı, 2004.
(4) Aykut Karaman, Architectural Heritage Today, Workshop I: İstanbul and Süleymeniye Area, İstanbul, Temmuz-Ağustos, 1995.