Can Kalınsazlıoğlu, M. Harun Beyhan ve Bilal Uğur Liman'ın projesi Podgorica Ticaret Fuarı ve Kongre Merkezi için Kavramsal Kentsel ve Mimari Tasarım Yarışması'nda birincilik ödülüne değer görüldü.
1-Yaklaşım
/Çevreyle, ölçekle ve etkinlikle bütünleşen bir fuar merkezi nasıl tasarlanabilir? /
Tasarım yaklaşımı, Podgorica şehri, tasarım alanı ve program ihtiyaçları olmak üzere üç temel eksenin mekânsallaşmasına dayanarak geliştirilmiştir. Bu üç tema, mekânı farklı zaman katmanlarında düşünmeye olanak sağlayan turnusol kağıtları olarak ele alınmıştır. Mekân yalnızca evrende kapladığı alanla değil, zaman içinde taşıdığı izlerle var olur. Tasarım yaklaşımı, bu izi şehir, mekân ve etkinlik bağlamında analiz ederek şekillenmiştir.
1.1 Her Zaman Genişleyen Bir Makine Olarak Kent
Podgorica tarih boyunca Balkanlar’daki önemli yerleşim merkezlerinden biri olmuş ve çok katmanlı bir kentleşme süreci geçirmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra sosyalist dönemde, sanayileşme ve nüfus artışıyla birlikte hızlı bir kentleşme yaşanmıştır. Günümüzde Podgorica, tarihi dokusunu korurken yeni konut alanları ve altyapı projeleriyle çağdaş bir başkent kimliği kazanmıştır. Bu bağlamda, tasarım alanı kentin güney sınırında, tarım arazilerine komşu, yakın gelecekte sanayi bölgesi kimliğini daha da pekiştirmesi planlanan bir bölgede yer almaktadır. Bölgenin sanayi karakteri ve kentin büyüme dinamikleri birlikte değerlendirildiğinde, tasarım alanının kentle olan bağlantısının zamanla artacağı ve erişilebilirliğin iyileşeceği öngörülebilir. Bu nedenle, orta ve uzun vadede alanın algısının dönüşeceği, erişimin kolaylaşacağı ve kentsel yaşamdaki rolünün giderek artacağı kaçınılmazdır. Bu kentsel evrim, yalnızca bugünü değil, geleceğin potansiyel ve koşullarını da gözeten bir tasarımı gerektirir.

1.2 Mekân: Üç Boyutlu Bir Olasılıklar Alanı
Tasarım problemi, mekâna atfedilen işlevsel ve kavramsal nitelikler üzerinden ele alındığında, mekânın yalnızca bir hacim değil, katmanlı ve çok boyutlu bir yapı olarak düşünülmesi gerektiği anlaşılır. Henri Lefebvre’in mekânın toplumsal üretimi yaklaşımıyla paralel olarak, mekân yalnızca bir izdüşüm ya da iki boyutlu bir alan değil, bağlamıyla ilişkisini derinleştiren üç boyutlu bir ızgara sistemi olarak ele alınmalıdır. Bu ızgara yapı, Bernard Tschumi’nin “mekân ve olay” ilişkisine yaptığı vurgu doğrultusunda, mekânı pasif bir kabuk olmaktan çıkararak, içinde gerçekleşen hareketler ve aktivitelerle birlikte üretilen katmanlı bir deneyim alanına dönüştürür. Önerilen tasarımda, farklı yön ve kotlardan oluşan hangar yapısından meydana gelen üç boyutlu ızgara, havada asılı monolitik boşluğun durağan varlığını kırar, Martin Heidegger’in “mekânda olma” kavramına bağlı olarak sürekliliği ve hareketi açığa çıkarır ve mekânsal algıyı dönüştürür. Böylece mimarlık, yapısal bir organizasyon olmasının ötesinde, toplumsal ve deneyimsel bir çevreye dönüşür.
1.3 Zaman Karşısında İşlevin Aşındığı Nokta Olarak Etkinlik
Tasarım konusunun en özgün mekânsal kurucu unsuru “etkinlik”tir. Etkinlik, tekil bir işleve bağlı kalmaksızın, kentsel yaşamın taleplerine göre çeşitlenir ve özgünleşir. Modern kentte etkinliğin gelişimi, 19. yüzyıl kentinde belirli eylem gruplarının evrilmesiyle kitlesel yapıdan çoklu bireyselliğe geçişin yarattığı toplumsal çeşitlilik ve parçalı birliktelikle karakterize edilir. Bu durum, “Ticaret Fuarı ve Kongre Merkezi” gibi tanımlanmış bir mekânın, ilk işlevlerini tamamladıktan sonra bu etkinlik temelli bölünmelere cevap vererek bir kentsel mekâna dönüşmesini mümkün kılar.
2- Çok Boyutlu Bir Tektonik Varlık Önerisi: Etkinliğin Prefabrikasyonu — ‘’Etkinlik Fabrikası’’
/Kentsel dokuya ve mimari tektoniğe uyumlu bir yapı tasarlanabilir mi?/
Tasarım alanının yer aldığı güçlü sanayi dokusu, üretmiş olduğu yapısal tektonikle bir araya gelmenin en hassas ve olası biçimini ortaya koyar. Bu karakter, planlandığı gibi gelişmeye devam ettikçe, tasarım alanı “kentsel bir mekân nasıl kurulur?” sorusu etrafında, vaat ettiği mekânsallık üzerinden şekillenir. Yapısal iddianın böyle bir tasarımın öğelerinden biri olması kaçınılmazdır. Önerilen varlık, yalnızca yapısal bir durumun ötesinde, eylemle paralel olarak prefabrike bir mekânsal tektonik iddiası taşır. Mekânın sınırları muğlaklaşır ve tüm unsurlar, mekânı oluşturan bileşenler olarak kendi estetikleriyle ortaya çıkar; eylemi yalnızca desteklemekle kalmaz, bizzat mekânı üreten, saran ve dönüştüren maddesel bir unsur olarak var olur.

3- Program ve Esneklik
/Yapı içinde iç ve dış mekânları birleştiren ve etkinliği dışarıya taşıyacak bir yüzey mümkün müdür?/
3.1 Koşullar
a. Erişim
Önerilen tasarımda farklı giriş yüzeyleri bulunmaktadır. Bu yüzeyler, alanın çevresel karakteri, kentsel yaklaşımlar ve erişim stratejileri doğrultusunda şekillenmiştir. Yaya girişi, batı cephesine bakan, kuzey-güney aksı boyunca planlanmıştır. Servis ve lojistik girişleri, sanayi dokusunun gelişim alanı olarak hizmet veren doğu cephesinden sağlanmaktadır. Otopark girişi ise kuzeydoğu köşesinde konumlandırılmıştır.
b. Dikey Sirkülasyon
Dikey dolaşım, özellikle giriş aşamasında yapının kullanımında kritik bir unsurdur. Özellikle otopark alanıyla olan bağlantı, yapının işlevselliği açısından önemli görülmüştür. Yapının tüm birimlerine erişimin ortak bir fuaye alanı üzerinden sağlanması hedeflenmiştir. Açık alan bağlantısıyla sokak erişimi oluşturularak açık hava yaşamı desteklenmiştir. Yapının farklı işlevlerde aktif olabilmesi için merdiven yerleşimi üç kademeli olarak tasarlanmıştır.
c. Uzmanlaşmış Açık Alanlar
Açık alanlar, yapının çeşitli girişlerine ve ana mekânlarına hizmet eden uzmanlaşmış alanlardan oluşur. Kamusal hiyerarşide kamudan özele doğru; Giriş Meydanı, Sergi Meydanı, Sergi Sokağı ve Kongre Salonu Açık Fuayesi gibi mekânlar yer almaktadır.


3.2 Programatik İlişkiler
Önerilen tasarım, program ilişkileri ve kullanım yoğunlukları göz önünde bulundurularak kurgulanmıştır. Yapının katalizörü olarak görev yapan sergi salonu çevresinde, farklı işlevlere uyum sağlayabilecek esnek alanlar yerleştirilmiştir. Daha kapalı bir işleve sahip olan konferans bölgesi, gerektiğinde bağımsız çalışabilmesini sağlayacak şekilde farklı yönlerden ve seviyelerden girişlerle tasarlanmıştır. Giriş holünün dönüşebilir merkez niteliği artırılmıştır. Özellikle cadde ve meydana açılan yüzeyler, istendiğinde maksimum hacimle kullanılabilir olacak şekilde düzenlenmiştir.
3.3 Kullanım Senaryoları
Senaryo 1: Dolaşım rotasının tüm yapıya yayıldığı, Kongre Salonu’nun gerekli bölünmelerle dışarıdan bağımsız çalışabildiği bir kullanım biçimi.
Senaryo 2: Aynı anda iki farklı işlevin gerçekleştiği bir durum. Bu durumda sergi salonunun üst girişinin kullanılmasıyla işlevler kesişmeden sürdürülebilir.
Senaryo 3: Yoğun kullanım zamanları için tasarlanmış özel bir durum; üç farklı işlev temassız bir şekilde gerçekleşir ve alanlar iki farklı seviyeden üç ayrı girişle çalışacak şekilde düzenlenir.


4- Strüktür
Yapının taşıyıcı sistemi, betonarme bir temel üzerine oturan çelik iskelet sisteminden oluşmaktadır. Giriş holü, sergi salonu ve kongre salonu gibi büyük açıklıklı mekânların gereksinim duyduğu yapısal ihtiyaçları karşılamak için sistem betonarme çekirdek ekonomik alanı içerisinde devam ettirilip desteklenmiştir.
5- Sürdürülebilirlik
Tasarımın sürdürülebilirlik iddiası, prefabrike yapım yöntemleri kullanılarak oluşturulmuş bir mekân yaratmaya dayanmaktadır. Zemin üstü bölümün uyarlanabilir yapısı sayesinde, inşaat sürecinde ve orta-uzun vadeli dönüşüm süreçlerinde karbon ayak izi ve çevresel zarar en aza indirilecektir.
Yapının ısı ve ışıkla ilişkisi, kütlesel çıkmalarla optimize edilmiştir. Oluşturulan gölgeli alanlar sayesinde, iç ve dış mekânlar arasında hava sirkülasyonu sağlanarak enerji tüketim düzeyleri düşürülmüştür. Otopark alanında önerilen havalandırma sistemleri, egzoz gazlarını hem dışarı atan hem de filtreleyen bir sistem olarak çalışacak, yapının ömrünü uzatırken hava kirliliğini önlemeye yönelik önlemler de uygulanacaktır.