"TaM" Bir Beyin Fırtınası!

H. Cenk DERELİ / 06 Şubat 2015

Farklı meslek alanlarından, farklı birikimlere sahip tasarımcı ve mühendislerin bir arada fikir ürettikleri 24 saatlik Tasarım Maratonu (TaM), disiplinler arası yoğun beyin fırtınasının doğurganlığını görünür kıldı.

"Felaketleri korku içinde beklemek ya da görmezden gelmek yerine, onları buluş niteliğindeki yeni teknolojik, tasarımsal ve yapısal fikirlerin geliştirilmesi için heyecan verici, pozitif sebepler olarak görebilir miyiz?" diye soran Tasarım Maratonu (TaM) etkinliğinin altıncısı, 20-21 Aralık 2014 tarihlerinde Yapı-Endüstri Merkezi'nde gerçekleşti. Etkinlik, toplam 63 kişiden oluşan 20 ekibin teslimleri ile sonuçlandı.

Lisans ve yüksek lisans öğrencileri ile mezun mimar, iç mimar, şehir plancısı ve endüstriyel tasarımcılardan kurulu ekipler bir arada 24 saat boyunca "Felaket" temasını odağa alarak Karaköy ve çevresine dair projeler ürettiler.

Y. Mimar H. Cenk Dereli'nin düzenleyip tematik çerçevesini belirlediği, ayrıca Dilşad Anıl, Alican İnal ve Oğul Öztuzcu ile 24 saat boyunca yürütücülüğünü üstlendiği Tasarım Maratonu, Vbenzeri'nin desteği ile gerçekleşti. Etkinlik, İstanbul denince akla pek gelmeyen Karadeniz'in anoksik karakterinin yaratacağı zehirlenme, hortum ve şiddetli fırtınalar, deniz seviyesinin yükselmesi gibi felaketleri konu aldı.

Farklı meslek alanlarından, farklı birikimlere sahip tasarımcı ve mühendislerin bir arada fikir ürettikleri 24 saat, disiplinler arası yoğun beyin fırtınasının doğurganlığını görünür kıldı.

Tasarım Maratonu, bugün var olmayan durumlar ya da gelecek üzerine düşündürürken aslında, tam da bu ana ait, bu anı ve geleceği yönlendirecek düşüncelerin üretilmesini sağlamayı amaçlıyor. Bu bağlamda düşünüldüğünde, tüm projeler aslında hem bugün yaşadığımız hayatlara dair bir yorum niteliğinde hem de olası gelecekteki bir ana işaret ediyor.

Katılımcıların felaketlere dair ürettikleri projeler genel olarak şu cümlelerle özetlenebilir:

- Karaköy'ü, hava perdeleri, beton ve cam duvarlar ile yeni sınırlar yaratarak korumak;

- Felaketin etkileri ile beraber yaşamayı sağlayacak kişisel araçlar ve gündelik hayatın farklılaşması;

- Anoksik zehirlenme ve deniz seviyesinin yükselmesi ile su altına inen yaşam;

- Suların yukselmesi ile kanallara dönüşen şehrin sokaklarında alternatif ulaşım önerileri de içeren, mevcut yapı stoğunun elden geçirilerek kullanılmaya devam edilmesini ön gören veya yapay adalarda süren hayat;

- Felaketlerden sonra değişen Karaköy yaşantısına dahil olan işgal evleri ve komünlerin yarattığı yeni katılımcı gündelik hayat biçimleri;

- Anoksik zehirlenme sonucunda uzun süre yaşanamaz hale gelen sokak kotundan yükselerek temiz havaya ulaşmayı ön gören araçlar ve diğer canlılarla beraber yaratılan yaşanabilir yeni kentsel habitatlar;

- Anoksik zehirlenmeye sebep olan gazı katılaştıran bir anti madde ve onun yarattığı yeni kentsel topoğrafya;

- Kent yaşantısının bir parçası haline gelen hortumun insanların rutin hayatlarından kaçmaları için bir araca dönüşmesi;

- Felaketlere rağmen yine de gündelik yaşantı pratiklerinde pek bir şeyin değişmeyeceğini, mevcut yaşantı şekillerinin yeni duruma aynen adapte olacağını ön gören projeler.

Proje Adları ve Katılımcılar:

Anıt
Aylin Ayşe Ayhan
Damla Soyseven
Doğaç Sarıosmanoğlu

Kayboluş
Banu Aktaş
Cüneyt Şentürk
Eda Aytekin
Gülfemin B. Tekcan
Yağmur Ülker
Yasemin Yıldızhan

Her Şey Değişecek Hiç Bir Şey Değişmeyecek
Betül Çevik
Dila Demirgil
Tuba Kara
Ulaş Aksoylu

Su Sızdıran Şehir
Burcu Tüm
Simge Balcı
Ayşe Gülçin Ural
Pınar Bayraktar

Çeper
Tuğba Arslantürk
Burcu Dede
Berfin Göncü
Hüseyin Çifel

Ters-Yüz
Cem Rren Güven
Hazal Türkmen
Pınar Geçkili

Kara(r)Köy
Ece Öztürk
H. Emre Seymenoğlu
Dilan Kenez

Kapsül
Hacer Bozkurt
Kamile Öztürk

Büyük görsel için tıklayınız.