Bodrum Kaplankaya yerleşkesinde yer alan müstakil yazlık ev, Habif Mimarlık imzasıyla yeniden yorumlanarak sakin ve dengeli bir yaşam alanı sunuyor.
Fotoğraflar: İbrahim Özbunar
Habif Mimarlık tarafından iç mimari tasarımı tekrardan ele alınan Kaplankaya E Evi, Ege’nin doğal güzellikleriyle çevrili kıyılarında, kayalık araziyle uyum içinde konumlanıyor. Çevreyle olan ilişkisi, büyük terasları, geniş cam cepheleriyla var olan mimari çizgisi korunarak iç mekan kurgusu yeniden yorumlanan Kaplankaya E Evi, sakin dengeli bir yaşam alanı sunuyor.
Dört kişilik bir aileye yaşam alanı sunan konut, toplamda 320 m² kapalı yaşam alanı, 1200 m²lik peyzaj alanına sahip olup, yatay düzlemde genişleyen ve farklı kotlarda yer alan döşemeleriyle 3 ana kattan oluşmaktadır. Yapının ana kurgusu korunarak iç mekanı tasarlanan Kaplankaya E Evi'nin doğal ışık, yönlenme ve mekânsal açıklık algısına sadık kalarak; ev sahiplerinin değişken ve esnek yaşam koşullarına uyum sağlayacak şekilde kurgulandı.

Bu yaklaşım iç mekânda mobilya tercihlerini ve tasarımı doğrudan etkilerken; fonksiyonellik ile estetik arasında kurulan denge ve sadelik, sadece bir stil tercihi değil, aynı zamanda kullanıcının yaşam biçimini yansıtan bir duruş olmuştur. Sabit mobilyalar dışında, hareketli mobilyalarda Tacchini, Miniforms ve Santa Cole gibi markalara yer verilirken dış mekânda ağırlıklı olarak Dedon, Ethimo ve Ligne Roset marka ürünlerine yer verilmiştir.


Yemek alanında küçük ölçekli bir sanat duvarı olarak tasarlanan yüzeyde, silver traverten kaplama ve kaideler kullanılırken, ön tarafında yine aynı mermerden özel olarak tasarlanan masa yer almaktadır. Evdeki modern çizgiyi devam ettirmek adına masa üzerinde Santa-Cole Lámina 165 aydınlatmaya yer verilmiş ve &tradition marka Betty sandalyeleriyle tamamlanmıştır.

Projeye ilham veren çıkış noktalarından bir diğeri ise mekândaki günışığını perdeleyen bölücüleri ortadan kaldırarak yapının kendi doğallığını, ışıkla kurduğu ilişkiyi yeniden ortaya çıkarmaktı. Bu müdahaleyle birlikte beyazın sadeliğiyle şekillenen yüzeyler, ışığı içeri davet eden bir zarafete büründü. Mermer detaylarla tamamlanan bu alan küçük ölçekli bir sanat duvarına dönüştürülerek hem işlevsel hem de estetik bir çözüm sundu.
Sanat duvarının yanı sıra, yaşam alanının merkezinde yer alan yüksek tavanlı bölüm, doğal ışığın gün boyu mekân içinde iz bıraktığı bir odak noktası olarak kurgulandı. Bu alanda, Ercan Akın’a ait sanat eseri, duvar yüzeyinde ışıkla etkileşim içinde sergilenirken; kompozisyonu tamamlayan Tacchini imzalı Five to Nine bench, Tom Dixon’dan Press Large Surface aydınlatmalar ve mekâna özel üretilmiş sehpalarla birlikte, günün her saati soluklanmaya davet eden rafine bir köşe yaratıldı.


Alt katta yer alan çocuk odalarında, kullanıcının gerektiğinde hem beraber hem ayrı yatabilmesine olanak sağlaması amacıyla modüler sistemle tasarlandı. Elektrik alt yapısı ve aydınlatma elemanları, yalnızca sabit bir düzeni değil, oda içindeki farklı yerleşim planlarını destekleyecek biçimde konumlandırıldı. Böylece oda, kullanıcı ihtiyacına göre kolayca yeniden işlevlendirilebilecek bir yapıya kavuştu.

Ebeveyn yatak odasında yalınlık ve işlevsellik, detaylarda ön plana çıkıyor. Açık tonların hâkimiyetinde kurgulanan mekânda, özel tasarım yatak ve komodinler, iç mimariyle bütünlük içinde düşünülerek tasarlandı. Mermer üst tablayla tamamlanan komodin, üzerine entegre edilmiş priz ve USB çıkışlarıyla gündelik ihtiyaçlara cevap verirken, malzeme diliyle de mekâna bir zenginlik katması hedeflendi. Yatak başı duvarında yer alan sanat eseri ise, sıcak ahşap yüzey üzerinde öne çıkarak, odanın dingin atmosferine görsel bir odak olarak konumlandırıldı.

Habif Mimarlık bünyesinde projenin tasarım ve uygulama sürecinde yer alan Uğur Mendi, Berna Suyabatmaz ve Seren Çırpan projeyi; ’’sadelikten doğan zarafeti temsil eden bir yaşam alanı’’ olarak yorumluyor. Modern ve sade çizgilerle şekillenen Kaplankaya E Evi, fonksiyonelliğin detaylarla buluştuğu iç mekân kurgusuyla günlük hayatın ritmine uyumlanan, malzeme ve ışığın dengesiyle varlık kazanan, zamansız bir iç mekân yorumu haline gelmiştir.

