Antalya Arkeoloji Müzesi binasının yıkılarak yerine yeni bir müze yapılmasının planlanmasına dair TMMOB Mimarlar Odası bir basın açıklaması yaptı.
"Antalya Arkeoloji Müzesi" binasına ilişkin yakın dönemde; mevcut binanın yıkılarak yerine yeni bir müze yapılmasının planlandığı kamuoyuna yansımıştır.
Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu; yapının taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmesine ilişkin talebi reddetmiştir.
Mimar Metin Hepgüler, Mimar Doğan Tekeli ve Mimar Sami Sisa tarafından tasarlanan Antalya Arkeoloji Müzesi, 1964 yılında ulusal yarışma ile seçilen bir proje sonucu inşa edilmiş, Türkiye’nin ilk yarışma projesiyle yapılan müze binasıdır. Yapının özgün tasarımı sadece ulusal değil uluslararası düzeyde de tescillenmiş; Müze, 1988 yılında Avrupa Konseyi Özel Ödülü'nü kazanarak bu alanda ülkemizin ilklerinden biri olmuştur.
Ayrıca; modern mimarlık tarihinde öncü isimler olan Mimar Doğan Tekeli ve Mimar Sami Sisa’ya, 1994 yılında, ülkemiz mimarlığına katkıları nedeniyle Mimarlar Odası Mimar Sinan Büyük Ödülü verilmiştir.
Tasarımı bakımından bütüncül olarak estetik ve sanatsal değere sahip olan Antalya Arkeoloji Müzesi; daha sonra inşa edilen müzelerin tasarımlarını etki etmiş ve referans olmuştur. Toplumsal pratikler ve yer aldığı kentsel peyzajın vazgeçilmez bir öğesi haline gelen yapı, mekânsal süreklilik ve toplumsal bellek değerine sahiptir.
Kent kimliği, sadece anıtsal yapılarla değil; Antalya Arkeoloji Müzesi gibi kamusal ve sürekli kullanılan kültürel yapılarla biçimlenmektedir. Müzenin yıkılması, bu bağlamda kent hafızasına ve kültürel sürekliliğe telafisi mümkün olmayan bir zarar verecektir.
Antalya Müzesi, 1970'li yıllardan günümüze dek kullanımda olan ve halen Türkiye'nin en önemli arkeolojik koleksiyonlarına ev sahipliği yapan bir kamusal yapıdır. Cumhuriyet dönemi modern mimarisini yansıtmakta; ayrıca müze işleviyle kültürel sürekliliğin önemli bir temsilidir. Binada zaman içinde bazı fiziksel yenilemeler yapılmış olsa da bu durum, yapıdaki tarihsel, toplumsal ve işlevsel değeri ortadan kaldırmamaktadır.
Kentin sosyal ve kültürel kimliğini yansıtan, taşıdığı mimari unsurlar ve kamusal işleviyle özgünlük ve temsil değeri taşıyan bir yapıdır. Bu nitelikler, söz konusu yapının ulusal ve uluslararası mevzuat bakımından korunması gereken taşınmaz kültür varlığı statüsüne sahip olduğunu açıkça göstermektedir.
Tescil, yalnızca fiziksel yapının korunması değil, aynı zamanda kent belleğinin, sosyo-kültürel işlevlerin ve kamusal alanların korunması anlamına da gelir. Antalya gibi turistik ve tarihsel değeri yüksek bir kentte, bu tür müzelerin kültürel miras statüsüyle güvence altına alınması hem kent kimliği açısından hem de gelecek kuşaklara aktarım bakımından kamusal bir zorunluluktur.
Anayasamızda ve Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme ile Venedik Tüzüğü gibi ülkemizin kabul ettiği uluslararası sözleşmelerde belirtildiği üzere Devlet; kültürel varlıkların gelecek nesillere aktarılması için gerekli önlemleri almakla, anıtların gereğince korunmaları ve bakımları için tüm bilimsel gelişmelerden, birikimlerden ve tekniklerden yararlanmakla yükümlüdür. Merkezi ve yerel yönetimler bu yükümlülükler çerçevesinde aldıkları tüm kararlarda hukuki ve tarihi sorumluluklar taşımaktadırlar.
Bu bağlamda Mimarlar Odası olarak; tasarımı, tarihi, mimari, kültürel işlevi ve toplumsal bellekteki yeri dikkate alınarak, korunması gereken bir kültürel miras olan Antalya Arkeoloji Müzesi’nin tescil talebinin reddine ilişkin Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali amacıyla Odamızca dava açılmıştır.
Değerli kamuoyumuzla saygı ile duyurulur.