YEM Yayın Söyleşiler Dizisi, Sakarya Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen Yaşar Yılmaz söyleşisi ile devam ediyor.
Yaşar Yılmaz, Sakarya Üniversitesi'nde 13 Nisan 2016 Çarşamba günü vereceği "Mimar ve Mühendislere İlham Kaynağı Olarak Antik Kent ve Tiyatrolarımız" başlıklı konferansta, özellikle genç mimar, kent plancısı, inşaat mühendisi adaylarına bu yapı ve kentlerden alınabilecek özel bilgileri ulaştırmayı hedefliyor.
Konuşmanın Özeti:
Bugün üzerinde yaşadığımız Anadolu, binlerce yıl boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmış eşsiz bir coğrafyadır. Bu coğrafyada bizden önceki uygarlıklarca üretilerek bizlere miras bırakılan mimari, sanatsal ve kültürel değerler yeterince bilinçli ele alınarak korunamamıştır. Bu nedenle onlardan alabileceğimiz, yarınımıza ışık tutabilecek kimi değerli bilgilerden de yararlanılamamıştır.
“Antik dönemde kent kurulmadan önce nasıl ve hangi kriterler baz alınarak planlanırdı? Bir kentte ne tür kamusal yapılar olmalı? Bir tiyatro yapısı topoğrafya, kent nüfusu, ışık, malzeme vb. hangi ölçütler göz önünde bulundurularak inşa edilirdi? Bugün bir gösteri merkezinde gelişmiş sistemler kullanılarak izleyicilere ulaştırılan sesler, binlerce yıl önce hangi mimari, mühendislik ve akustik planlamalar yapılarak en arkadaki izleyiciye bile sorunsuzca iletilebiliyordu?"
Yaşar Yılmaz yukarıdaki gibi soruların yanıtlarını, son derece öğretici ve yararlı bir dille tasarım, mimarlık ve mühendislik bağlamında aktarıyor. Bir inşaat mühendisinin bakış açısı ve amatör bir ruhla yıllarca bu coğrafyaya yayılmış antik tiyatroları ve kentleri yerinde inceleyerek notlar alan Yılmaz, bu yapılardan topladığı bilgileri kitaplarında yayımladı.
Yaşar Yılmaz hakkında:
1949 yılında Adana’ya bağlı Tufanbeyli’nin Kân köyünde doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’ni bitirdi. Öğrenci Cemiyeti Başkanlığı yaptı. Mesleğiyle ilgili bir ilk ve 68’li ruhunu en iyi yansıtan örneklerden olan “Hakkâri’deki Zap Suyu Üzerine Devrimci Gençlik Köprüsü” eyleminin örgütlenmesine ve bitirilmesine öncü oldu.
Yaşamını konu alan Sanık kitabından sonra 1975’te Söz Sanığın kitabı Güney Yayınları tarafından yayımlandı. Başarılı mühendislik yaşamını kendi iradesiyle erken noktalayan Yılmaz, araştırmacı kimliğiyle yola devam etmeye karar verdi. Araştırmalarına Avni Arbaş ile gerçekleştirdiği Baş Kaldıran Atların Ressamı Avni Arbaş adlı söyleşi kitabıyla adım attı. Bu çalışmada, 20. yüzyıldaki aydınların İstanbul ve Paris’teki yaşamlarından kesitler, Can Yücel’den Fikret Mualla’ya, İlhan Koman’a uzanan ilginç anılar yer aldı. Ayrıca resme yeni başlayan genç ressamlara Arbaş’ın öğütlerini aktardı.
Mesleğini ve araştırmacı ruhunu en iyi yansıtan “Antik Çağda Akustik ve Ses Dağılımı” konusu, bir antik tiyatroda konser izlediği sırada ilgisini çekti. Bu soruya yanıt aradı ve bu konuda günümüze bir bilgi ulaşmadığını öğrenince kendisi araştırmaya karar verdi. Romalı mühendislerin “bronz küreler” yerine “sırtlı koltuklar”ı orta yola yerleştirerek sesin açıkhavada iletilmesini sağladıklarını ve ilk tiyatronun “Antik Yunan” dönemine değil, “Erken Dönem” medeniyetlerine ait olduğunu, “taş değil ahşap” olarak inşa edildiklerini, yaptığı çalışmalarla ispatladı. Yılmaz’ın bu çalışmaları yurtiçinde ve dışında ilgi gördü ve konuşmacı olarak davet edildi. Araştırmaları 3,5 yıl süren bu çalışmaları Anadolu Antik Tiyatroları, Türkiye’nin Antik Kentleri ve Ancient Cities of Turkey adlarıyla YEM Yayın tarafından yayımlandı.
Anadolu'nun Gözyaşları - Yurtdışına Götürülmüş Tarihi Eserlerimiz adlı son kitabı, üç yıla yakın sürede, yoğun emek harcayarak 10’dan fazla ülkede, 50’yi aşkın müzeyi gezerek oluşturduğu envanterin bir sonucu olarak yine YEM Yayın tarafından 2015 yılında yayımlandı.