"Hepimizi İçeren Bir Hayat Kurulmalı”
mimarizm.com
/ 18 Nisan 2012
Mimarlara, iç mimarlara, çevre mühendislerine, yüklenicilere, yatırımcılara ve hukukçulara inşaat mevzuatında ciddi değişiklikler gerektirecek yasa ile ilgili bilgilendirmede bulunmayı amaçlayan "Herkes için Tasarım: Engelsiz Kent Tasarımı" konferansı, bugün (18 Nisan 2012) Yapı-Endüstri Merkezi'nde (YEM) gerçekleştirildi.
Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Eski Başkanı Ahmet Faruk Öztimur'un vefatı nedeniyle buruk başlayan etkinlik kapsamında ilk açılış konuşmasını gerçekleştiren Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Hasol , sözlerine "bizim kentlerimiz engelli" diyerek başladı. Belediyelerin temel görevinin kentleri yaşanabilir kılmak olduğunu aktaran Hasol, kaldırımların mevcut durumunu da değerlendirdi.
Hasol sözlerini tamamladıktan sonra "ulaşılabilirlik" üzerine T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Özürlü ve Yaşlı Hizmetler Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan "ulaşılabilirlik" videosu salonda bulunan izleyicilerle paylaşıldı.
Daha sonra söz alan serbest iç mimar ve çevre tasarımcısı Şeniz Öztürk , toplantının gerçekleştirilmesinde önemli bir etken olan 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'dan bahsetti.
Bir diğer açılış konuşmasını gerçekleştiren T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bakanlık Müşaviri Ayhan Metin ise Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Eski Başkanı Ahmet Faruk Öztimur'un vefatı sebebiyle duyduğu derin üzüntüyü dile getirdi. Öztimur'un ve geçtiğimiz yıl yaşamını yitiren mimar Şükrü Sürmen'in 5378 sayılı yasanın hazırlanmasında emekleri olduğunu belirten Metin, son olarak gerçekleştirdikleri "Bölgesel Paylaşım Toplantıları"ndan bahsederek "Bu toplantılar sayesinde insanlar 1 cm'nin önemini daha iyi anladı" dedi. Metin, "Bölgesel Paylaşım Toplantıları"nın ikinci etabına da yakın zamanda başlayacaklarını aktardı.
"İnsanların mekanlara değil, mekanların insanlara uyumu hedeflenmeli"
Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halime Demirkan , "Herkes için Tasarım" başlıklı konuşmasında, kavramı tüm boyutlarıyla ele aldı. İnsanların mekanlara değil, mekanların insanlara uyumunun hedeflenmesi gerektiğini ifade eden Demirkan, ancak böylelikle insanların yaşam kalitesinin artabileceğini ve ancak bu koşullar sağlandığı takdirde herkesin sağlıklı ve güvenli bir çevreye sahip olabileceğini aktardı.
"Herkes için Tasarım" konusunun mimarlık fakülteleri kapsamında yer alan bölümlerde müfredata eklenmesinin önemli olduğunu söyleyen Demirkan, Herkes için Tasarım'ı "tüm bireyleri bir arada kapsayan ve onlara göre yaşam olanakları sunan yaklaşım" olarak tanımladı. Demirkan, tasarım uygulamaları kapsamında "dünyada en iyi uygulamalar" olarak nitelendirilen örnekleri paylaştı.
"5378 sayılı kanunun tanıdığı süre uzatılmayacak"
T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Uzmanı Dr. Deniz Çağlayan Gümüş , "Türkiye'de Ulaşılabilirlik Mevzuatı" başlıklı sunumunda öncelikle ulaşılabilirlik kavramının tanımını yaptı. Ulaşılabilirlik düzenlemeleri ile ilgili sıkıntılara da değinen Gümüş, "ulaşılabilirlik düzenlemeleri ya hiç yapılmıyor ya da hatalı, eksik yapılıyor" dedi.
Sunumu kapsamında konu ile ilgili mevzuattan ve yönetmeliklerden de bahseden Gümüş, engellilere yönelik düzenlemenin ilk defa 1997 senesinde 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında değerlendirildiğini belirtti.
5378 sayılı kanunun en önemli iki maddesinin "Geçici 2. Madde" ve "Geçici 3. Madde" olduğunu anlatan Gümüş, bu iki maddeye yönelik düzenlemeler için son tarihin 17 Temmuz 2012 olduğunu ve bu tarihin daha ileri bir tarihe ertelenmeyeceğini vurguladı. Kanunun tanıdığı süre zarfında ilgili hususların yerine getirilmemesi halinde ise konunun sorumlularına dava açılabileceğini belirten Gümüş, daha sonra dinleyicilerle bir dava örneği de paylaştı.
"Engelli Vatandaşlarımızın Karılaştıkları Engeller ve Bekledikleri Çözümler" başlığı altında bir sunum gerçekleştiren sosyal hizmet uzmanı ve Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Kahraman Eroğlu, engelli vatandaşların karşılaştıkları sorunlara ve Şişli Belediyesi'nin çözüm önerilerine yönelik konuştu. Gerçekleştirdiği sunum kapsamında TUİK ve İŞKUR'un istatistiklerine de yer veren Eroğlu, her kamu kurumunun, yerel yönetimin temel görevinin herkese yeterli olanak sunmak olduğunu vurguladı.
"Hepimizi içeren bir hayat kurulmalı"
AKP İstanbul Milletvekili Lokman Ayva ise sunumunu "Özürlülük Markası", "Bu İşte Bir Terslik Var" ve "Terslik Ters Köşe Yapıyor" başlıkları altında gerçekleştirdi. Özürlülük kelimesini kimsenin üstlenmeyi istemediğini vurgulayan Ayva, insanların özürlülük sıfatını istemediklerini çünkü özürlülüğün kötü bir marka olduğunu söyledi. Özürlü imajı ile birlikte akla gelen insanların "gariban" görüldüğünü ifade eden Ayva, konu ile ilgili anılarını da paylaştı.
Ayva, sunumu kapsamında insanların konuyu daha iyi algılamalarını sağlayacak örnekler de verdi. "Konya'da çay yetiştiren çiftçiye mi kızmalı yoksa yetişmiyor diye çaya mı kızmak lazım?" diyen Ayva, özürlülere göre hayatın tasarlanmamasını Konya'da çay yetiştirmeye benzetti ve "hepimizi içeren bir hayat kurulmalı" dedi.
Özürlü kişilerinde hayatlarına sahip çıkmaları gerektiğini belirten Ayva, sistemin herkesi kapsaması gerektiğini, insanların farklı olduklarının bilincine varılması gerektiğini ve kanıksanmış ümitsizliğin üstesinden gelme pratiğine sahip olunması gerektiğini vurguladı.
Kapanış konuşmasını da gerçekleştiren Şeniz Öztürk, Bir Pilot Proje Olarak Vaka Değerlendirmesi: "Park Forbes Turizm Kompleksi"nden bahsetti.
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın